DURMAK BİLMEYEN ÖĞRETİM ÜYESİ

Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata, geliştirdiği etkinlik fikriyle örnek bir uygulamayı heyecanla sürdürürken, etkinliklere yeni isimler de dahil oluyor, kırsaldaki öğrencilerin yükseköğrenim hayalleri ve umutları yeniden yeşermesine vesile olunuyor.

            Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata, geliştirdiği etkinlik fikriyle örnek bir uygulamayı heyecanla sürdürürken, etkinliklere yeni isimler de dahil oluyor, kırsaldaki öğrencilerin yükseköğrenim hayalleri ve umutları yeniden yeşermesine vesile olunuyor.                  Akdağmadeni ilçesinin Umutlu Beldesi İmam Hatip Ortaokulu’nda ‘Umutludan da İbn-i Heysem çıkabilir, Ben de yaparım, Proje Fikri Geliştirme Eğitim Semineri’ başlıkları altında düzenlenen söyleşiler ilgi gördü. Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Böyükata ve Öğretim Üyesi Dr. Orhan Ermetin, bilgi ve birikimlerini paylaştığı etkinliğe, Anasınıfından sekizinci sınıfa kadar her düzeyde eğitim gören Umutlu Kasabası İlkokulu ve Umutlu İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri katıldı. Bilim okur yazarlığı farkındalığı oluşturmaya çalışan akademisyenler, öğrencilerin sorularına cevap vererek, keyif alabileceği şekilde iletişim ortamı oluşturuldu.                 Prof. Dr. Mustafa Böyükata, her bir öğrenci ile bire bir diyalog geliştirmeye çalıştı. Proje fikri geliştirmeye dönük olarak küçük uygulamalara yer verdiği konuşmasında, proje tasarımına dönük teknik bilgiler paylaşan Böyükata, sahip olduğu imkânlar, avantajlar ve yeni nesil öğretmenlerin sahip olduğu donanımlar bakımından ‘Köy Koleji’ olarak nitelediği kırsaldaki okullara dair düşüncelerini paylaştı. Böyükata, öğrenci sayıları ile fiziki şartları açısından var olan fırsatların bu okulları ‘Butik Kolej’ görünümüne kavuşturduğunun altını çizdi.                  Öğretim Üyesi Dr. Orhan Ermetin de, TÜBİTAK, Ulusal Ajans, ORAN Kalkınma Ajansı ve KOP gibi proje desteği sağlayan kurum ve kuruluşlar hakkında bilgiler vererek önerilerini paylaştı. Söyleşiler sonrası öğretmenler tarafından yapılan değerlendirmelerde, konuşmalarını oldukça akıcı olduğu, birbirinden farklı örneklerin verilmesiyle zamanın su gibi aktığı, sınıflarda öğrencilere sorulan sorularla bilinen pek çok şeyin farklı yönlerini görme ve ifade etmenin yolunun varlığının anlaşıldığına değindi. Yurtdışında bile yıllarca İbn-i Sina okutulurken, bizim çocukların ilkokulda bilmesini sağlayacak türden nitelikli kitapların eksikliğine de dikkat çekildi. Ayrı bir ders olarak bilim insanlarının okutulmasının da düşünülebileceğine değinilerek, bilim insanlarının kendilerinden farklı olmadıklarının çocuklar tarafından kavranmasına ve kendilerinin de benzer çalışmaları yapabileceğini anlayacaklarına vurgu yapıldı.