Alperenler Berlin’i titretti

                Almanya'nın Berlin şehrinde Alperenler düzenledikleri Geleneksel 12. Çocuk Şenliği ile Berlin'i titretti.

                Anadolu'dan kalkıp rızkının peşinde Almanya'ya giden Alperenler hem hayat, hem de bir ideal ve Türk Kültürü'nü yaşatma mücadelesi veriyorlar.

Alperen Ocakları çatısı altında faaliyet gösteren Alperenler Berlin'in merkezinde 1993 yılında satın aldıkları bir binada etkinliklerini sürdürüyorlar.

Berlin Alperen Ocakları'nda genel organize işleri yürüten 1989 yılından beri Almanya'da yaşayan Sorgunlu hemşehrimiz Necati Yılmaz, gerçekleştirdikleri faaliyetlerle ilgili gazetemize açıklamalar yaptı.

                Yılmaz yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yaşadığımız ülkede; kendimizi korumak, inanç ve idallerimizi yaşamak için bir araya gelmemiz ve birbirimize kenetlenerek kimliğimizi ve kişiliğimizi muhafaza etmek için Alperen Ocakları olarak 2000 metrekare kapalı alana sahip iki katlı bir binaya kiracı olarak girdik. Kiranın çok yüksek olmasından dolayı binayı satın almaya karar verdik ve 1993 yılında satın aldık. 2010 yılında borcumuzu bitirerek Berlin'in merkezinde binanın sahibi olduk . Şuanda bayramlarda üç bin kişiyi bir anda rahat ve güvenli bir şekilde ibadetlerini yapacak şekilde istihtdam edebilecek bir kapasiteye sahibiz. Her gün ibadete açık erkekler camii, bayanlar camii, genç erkekler yeri, genç kızlar yeri ve 200 öğrencisi ile sekiz dersliğimiz bin kişiye günlük yemek çıkarabilecek kapasitede bir mutfağımız vardır.”

Necati Yılmaz; “Hafta sonu Cumartesi, Pazar günleri 200 öğrenciye milli ve dini konularda eğitim verdiklerini, Konsolosluktan görevli iki bayan, bir bay olmak üzere üç öğretmenimizden gençlerin Türkçe dersleri verdiğini" ını” vurgulayarak " Ayrıca Türkçe öğretmenimizin biri de bizim köylü Rahmetli Gazi hafızın torunu Merve Sungur hanımefendi. Bu da bizim için ayrıca bir sevinç ve gurur vesilesi.” dedi.

                Berlin Alperen Ocakları'nda genel organize işleri yürüten Necati Yılmaz: "Düğünlerde, cenazelerde bir ve beraber olduklarını, bu yaban ellerde neslimizin asimile olmaması için ne gerekiyorsa yaptıklarını, onlara öncelikle ait oldukları Türk Milletinin örd, adet ve geleneklerini aktarmaya çalıştıklarını” dile getirerek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ecdadınızın kanından rengini, gökten ay ve yıldızını alan bağımsızlığımızın sembolü bayrağımızı sevdirmeye onunla gurur duymaya, günde beş vakit Allah ve Resulü'ne şehadetin iman ve ibadete davetin  en güzel sesini dinletiyor, ibadetlerini öğretiyoruz. Yeni yetişen neslimize birlik ve beraberlik şuuru aşılıyoruz. Geziler, toplantılar, sohbetler, piknikler düzenliyoruz. Her yıl düzenli olarak Ramazanda Yine her yıl Afrika'ya kurban gönderiyor, ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz.Bu yıl da Tanzanya'da kurban kesip, dağıtacağız. 300 kişiye yemek veriyoruz.Yılda bir kez bu yıl 12. sini gerçekleştirdiğimiz çocuk festivali organize ediyoruz. Festivalimiz çok görkemli oldu. Adeta Berlin'i titrettik."

Yılmaz sözlerini şu cümlelerle tamamladı: "Ben Almanya'ya 1989 yılında Eylül'ün 23'ünde  geldim. Mayınlı tarlalardan geçerek, azgın sularda kulaç atarak bir hayat mücadelesine giriştim.

Berlin Büyük Ülkü derneğinde 2. Başkanlık, idare amirliğ, gençlik sorumlusu ve 8 yıl kesintisi muhasiplik yaptım. Şu anda Berlin Alperen Ocaklarında on yılı aşkındır genel organize ve güvenlik işleriyle ocağımıza ve insanımıza hizmete devam ediyorum. Var olsun ocağımız, üç tuğlu sancaklıyız Alperen Ocaklıyız. Ebedi şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun yetimleriyiz."     (Haber Merkezi)