Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

BOZKIRIN TEZENESİ

              “Bir kazma al, bir kürek               Mezarımı kaz diyen” efsane isim, ”Bozkırın Tezenesi” ünvanıyla halka mal olan büyük ustayı rahmetle anıyoruz.              “Abdal Gönlü” ile halkın gönlünü kazanmış, yarım asırdan fazla Türk milletinin gönül hizmetinde bulunmuştu.              Babası Muharrem Ertaş’ın ve mensubu olduğu milletimizin öz kültürünün izinde yürüdü.              “Kalktı göç eyledi de Avşar illeri” uzun havasıyla unutamadığımız Muharrem Ertaş’la ilkokul yıllarında tanışmıştık.               Neşet Ertaş’ta bu çığlığın sesi oldu.              Efsane Neşet Ertaş sağlığında da, ölürken de babasının yolunu takip etti .              Yaşar Kemal’in verdiği “Bozkırın Tezenesi” ünvanını alıncaya kadar köy köy, kasaba kasaba düğünlerde, derneklerde saz çalıp hayatta kalma mücadelesi verdi.              Kendi deyimiyle “6 yaşından beri insan hizmetinde, gönül hizmetindeydi” o.              “Benim gibi kara suratlı” diyecek kadar mütevazi bir gönül hizmetçisiydi o.              Devlet sanatçısı olmak için kılıktan kılığa girenlere inat kendisine bu teklif geldiğinde;                “Biz bu devletin sanatçısıyız zaten, ayrıca devlet sanatçılığı ne demek, ayrımcılık bu” dedi.              O “bir Garipti”.              Garip yaşadı, garip öldü.              Çağrıldığı yere erinmedi, çağrılmadığı yerde görünmedi.              Bizim kuşak onun plaklarıyla büyüdü.              “İki büyük nimetim var, biri anam, biri yârim”i ondan dinledik.              Mühür Gözlüm, Seher Vakti, Gönül Dağı” türküleri ile yüreğimizde yer etti.              Gönül telimizi depreştirdi.              “Suçun sorumlusu ruhtur,               Vücudun günahı yoktur,              Şüphesiz ki her can haktır,              İncitme canı incitme”              Diyecek kadar hassas bir gönle sahipti.              Çocuk yaşta yazdığı şiirinde uhrevi hayata gideceği güne hazır gibiydi:               “Bir ruh iken girdim bir can içine,    Karıştım o an her can içine..”              Anadolu Türkmen-Abdal müzik geleneğinin gelmiş geçmiş en büyük sesi olan Kırşehir’deki babasının mezarının ayak ucuna gömülmesini vasiyet ederken bile Abdal ailesine ve halkına bağlı olduğunu bir kez daha gösterdi.              O geç farkedildi, tez kaybedildi.              Rahmetle anıyorum.                 Sevgi herşeyden ezeldir               Sevgi herşeyi düzeltir               Sevince herşeygözeldir               Divane divane divane gönlüm.                 Allah gani gani rahmet eylesin,               Toprağı bol, ruhu şad olsun
Ekleme Tarihi: 27 Eylül 2021 - Pazartesi

BOZKIRIN TEZENESİ

 

            “Bir kazma al, bir kürek

              Mezarımı kaz diyen” efsane isim, ”Bozkırın Tezenesi” ünvanıyla halka mal olan büyük ustayı rahmetle anıyoruz.

             “Abdal Gönlü” ile halkın gönlünü kazanmış, yarım asırdan fazla Türk milletinin gönül hizmetinde bulunmuştu.

             Babası Muharrem Ertaş’ın ve mensubu olduğu milletimizin öz kültürünün izinde yürüdü.

             “Kalktı göç eyledi de Avşar illeri” uzun havasıyla unutamadığımız Muharrem Ertaş’la ilkokul yıllarında tanışmıştık.

              Neşet Ertaş’ta bu çığlığın sesi oldu.

             Efsane Neşet Ertaş sağlığında da, ölürken de babasının yolunu takip etti .

             Yaşar Kemal’in verdiği “Bozkırın Tezenesi” ünvanını alıncaya kadar köy köy, kasaba kasaba düğünlerde, derneklerde saz çalıp hayatta kalma mücadelesi verdi.

             Kendi deyimiyle “6 yaşından beri insan hizmetinde, gönül hizmetindeydi” o.

             “Benim gibi kara suratlı” diyecek kadar mütevazi bir gönül hizmetçisiydi o.

             Devlet sanatçısı olmak için kılıktan kılığa girenlere inat kendisine bu teklif geldiğinde;

               “Biz bu devletin sanatçısıyız zaten, ayrıca devlet sanatçılığı ne demek, ayrımcılık bu” dedi.

             O “bir Garipti”.

             Garip yaşadı, garip öldü.

             Çağrıldığı yere erinmedi, çağrılmadığı yerde görünmedi.

             Bizim kuşak onun plaklarıyla büyüdü.

             “İki büyük nimetim var, biri anam, biri yârim”i ondan dinledik.

             Mühür Gözlüm, Seher Vakti, Gönül Dağı” türküleri ile yüreğimizde yer etti.

             Gönül telimizi depreştirdi.

             “Suçun sorumlusu ruhtur,

              Vücudun günahı yoktur,

             Şüphesiz ki her can haktır,

             İncitme canı incitme”

             Diyecek kadar hassas bir gönle sahipti.

             Çocuk yaşta yazdığı şiirinde uhrevi hayata gideceği güne hazır gibiydi:

              “Bir ruh iken girdim bir can içine,    Karıştım o an her can içine..”

             Anadolu Türkmen-Abdal müzik geleneğinin gelmiş geçmiş en büyük sesi olan Kırşehir’deki babasının mezarının ayak ucuna gömülmesini vasiyet ederken bile Abdal ailesine ve halkına bağlı olduğunu bir kez daha gösterdi.

             O geç farkedildi, tez kaybedildi.

             Rahmetle anıyorum.

 

              Sevgi herşeyden ezeldir

              Sevgi herşeyi düzeltir

              Sevince herşeygözeldir

              Divane divane divane gönlüm.

 

              Allah gani gani rahmet eylesin,

              Toprağı bol, ruhu şad olsun

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.