ÇARESİZ KALDIYSAN,
GİT VE ATATÜRK
GİBİ DÜŞÜN
Durali DOĞAN
Yıl 1937.
Fransızların Hatay'ı Suriye'ye vereceği, Hatay'ın Arap toprağı olduğunun konuşulduğu yıllar.
“40 asırlık Türk yurdu düşman elinde esir bırakılamaz. Hatay benim şahsi meselemdir. Hatay'ı mutlaka alacağım.” diyen Atatürk Sabiha Gökçen'i bir akşam yanına çağırır
Sabiha Gökçen; Atatürk'ün manevi kızıdır.
Türkiye ''nin ilk kadın pilotlarından
Atatürk, Sabiha Gökçen'e şöyle der:
- Üniformanı giy, tabancanı al, gel. Bu akşam tarihi bir görev yapacaksın...
Ardından ne yapması gerektiğini tenbihler.
Akşam bir restoranda toplantı başlar.
Türk ve Fransız heyet arasında Hatay meselesinin görüşüldüğü toplantıda son konuşmacı kürsüden indikten sonra Sabiha Gökçen salona girer ve şöyle der:
-“Siz diplomatlar bu işi ağırdan alıyorsunuz. Biz Türk gençliği olarak bu işi hızlandırmasını biliriz
Hatay bizim canımız
Feda olsun kanımız”
Ardından tabancasını çeker ve havaya üç el ateş açar.
Salon tuz buz...
Fransız heyet şaşkına döner.
Polisler içeriye girer, gözaltına alınır ve Gökçen mahkemeye çıkartılır. 24 saat hapis cezası verilir.
Bu olaydan sonra mesaj yerine ulaşır ve Fransız heyet Türk milletinin Hatay konusundaki ciddiyetini anlar.
Atatürk ile Gökçen''in Hatay''ın geri alınması için uygulamaya koydukları plan amacına ulaşır.
Fransa, Türkiye''nin kararlılığını görmüştür...
Atatürk'ün ömrünün son günlerne kadar düşündüğü Hatay'a onun vefatından sonra 23 Temmuz 1939''da Türk bayrağı asılır.
Atatürk; isim babası olduğu Hatay'ın Anavatana katılışını görememiş ama inanıyorum ki ruhu şad olmuştur.
"Hatay Arap toprağı" deme gafletini göstererek bu ruhu incitmeye çalışan çaresizler, şehitlerimizin ve gazilerimizin kemiklerini sızlatmaya çalışan Arap seviciler, ne olur biraz da Türk gibi düşünün.
Norveç'de çok kullanılan bir deyim vardır.
-Çaresiz kaldıysan, git ve Atatürk gibi düşün...