HASAN COŞKUN, MÜFTÜ-İ SORGUN
İstiklal Savaşı'nda Üsteğmen rütbesi ile Sarıklı Mücahitler Ordusu'na katılan Sorgunlu Müftü Hasan coşkun, namı diğer adıyla Demli Molla, bu ölüm kalım savaşında silah ve kalemi ile büyük mücadeleler verdi. Askerin moralini yükseltici konuşmaları, kasideleri ve şiirleri komutanlarca takdirle karşılanmıştır.
Ateşli şiirler yazmaya devam eden Haşan Coşkun, cephe gerisinden Ankara'daki ordu karargâhına, oradan da İç Anadolu Bölgesi'ne (Yozgat- Çorum- Amasya- Tokat- Sivas) nasihat memuru olarak atandı. Nasihatları ve Cumhuriyet'in kuruluşuyla ilgili yazıları, hutbeleri matbaalarda çoğaltılarak halka dağıtıldı.
Cumhuriyetin ilanından sonra Sorgun Müftülüğü'ne atanarak, kendi ilçesinde altı yıl görev yaptı. Sonrasında Kars Müftülüğü'ne atanınca bu tayine " Bilmem ki ne işim varidi Kafkas'ın eteğinde" adlı manzum dilekçeyle rıza göstermedi. Bu tayinle ilgili olarak Ankara'ya giderek zamanın Diyanet İşleri Başkanı'yla görüşmek istemiş ve şahsını başkana şöyle tanıtmış:
Haşan Coşkun
Müftü-i Sorgun
Kafası yorgun
Kalemi durgun
Diyanet İşleri Başkanı, Haşan Coşkun'u "Kars'ın doğu bölgesinde önemli bir şehrimiz olduğunu, etnik grupların ve özellikle Ermenilerin Faaliyetlerini sürdürdüklerini, kendisinin ilim ve feyziyle burada büyük rol oynayacağını düşündükleri için tayin ettiklerini" söyleyerek ikna eder. Kars'a giden Müftü Haşan Coşkun dostlarına şu dörtlükle yeni adresini bildirir:
Mektubunu Kars'a yaz
Bana sevgin varsa yaz
Dereler coşkun çağlar
Mevsim bahar, yazsa yaz
Kars'taki hizmeti sırasında Karslıların büyük sevgi ve takdirini kazandı. Kızını ve oğlunu Kars Lisesi'nde okuttu.
Zaman zaman maaşının azlığını şiirlerine konu edindi:
İki avrat, üç cocuk, bir de ben
Genç Türkleriz ekmek yeriz
Günde bir çeten
Kars'tan sonra Polatlı, sonra Eskişehir Müftülükleri görevlerinde bulundu. Camideki vaaz ve nasihatlarında yaptığı kasideli, şiirli ve el kol hareketleriyle karışık heyecanlı nutukları, milli bayramlarda yaptığı konuşmalar ve okuduğu coşkulu şiirler kendisine "DELİ MOLLA" denilmesini sağlamıştır. Bazı gazete ve dergilerde çıkan yazı ve şiirlerinde de "Demli" mahlasını kullandı. Bütün inceliğiyle vakıf olduğu Arap- Fars dili ve ilmi üzerine pek çok değerli öğrenci yetiştirdi.
Eskişehir'de iken, liseyi başarılı olarak bitiren kızı Verem hastalığından ölünce şair acısını yüreğine gömdü. Gömdü ama öyle bir ah çekmiş ki Kerem misali şu mısralar dökülmüş ciğer paresi için dudaklarından:
Bir ah çektim derinden
Pay aldım dertlerinden
Ne acılar duyarım
İftihar defterinden
Sana yandım maralım
Ciğerleri yaralım
Gönül arzulayınca
Seni kimden soralım
Bu şiir o yıllarda dergilerde ve radyoda Verem Haftası'nda defalarca yayınlandı.