HELE KÖPEĞE BAK Çok eski yıllarda Duralidayılı ve Gevrek köyleri Halilbaba dağından kışlık odun kesmek için vesika almışlar. Bu izin sadece iki köy halkı için geçerli imiş. Bağlarbaşı köyünden Abidin Yılmaz’da  aradan sıyrılıp, karambola getirerek kışlık odununu temin etmeyi kafaya koyar. O da öküzünü kağnısına koşar, Halilbaba’nın yolunu tutar. Halilbaba’ya varır. Orman memuru orman kesimi yapacak olanları tek tek kontrol etmektedir. Kesime gelenlere soruyor, gevrekli veya Duralidayılı olduklarını tesbit ettiklerine kesim için izin veriyormuş. Sıra Abidin dayıya gelmiş. Orman memur sormuş: -Sen nerelisin? -Duralidayılı’yım efendim -Kimsin, adın ne? -Bana Tecir’in Ahmet derler, demiş. O sırada Duralidayılı köyünden Tecir’in Ahmet’in karısı çevrede Lazınkızı olarak bilinen Cemile Doğan’da oradaymış. Lazınkızı bu konuşmayı duyunca hemen sesini yükseltmiş: -Hele köpeğe bak hele. İyi bak ben senin avradınmıyım, demiş. (Lazınkızı Cemile Doğan; Durali Doğan’ın babaannesi olur) Durak Kaplan (84) anlattı) HAKİM DE ORDA, SAVCI DA Bağlarbaşı köyünden Gamber dayı ihtiyacı olana faizi ile buğday veya para verirmiş. Duralidayılı köyünden Kel Osman (Osman Demirbilek, Gamber dayıdan 10 çinik buğday alır, verirken 15 çinik buğday verirmiş. Kel Osman’ın bu faiz işi canına tak edince ne yapacağını düşünürken Bağlarbaşı köyüne Dede’nin geldiğini duyar. Hemen soluğu Bağlarbaşı köyünde alır. Derdini Dede’ye anlatır. Dede, Gamber dayıyı odaya çağırtır. Gamber dayıya bu şikayetin doğru olup olmadığını sorar öğrenir ki işin aslı var. Gamber dayıya: -Bir daha böyle yapma. Kaç çinik buğday verdiysen aynısını alacaksın, fazalasını almayacaksın, der, Gamber dayı Dede’ye itiraz edemez. Sonuçtan Kel Osman memnundur. Sevinerek köyüne döndükten sonra odada olayı ballandıra ballandıra anlatır: -Ula komşular, hakim de orda savcı da ordaymış. Benim mahkemeyi bir bitirdi ki, helal olsun. Cilet gibi kesti attı.