Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

HIZIR-İLYAS- İFFET KAYASI

HIZIR-İLYAS- İFFET KAYASI Hızır-İlyas’ın halk arasında ifadesiyle “Hıdırellez”in halkımız tarağından 6 Mayıs günü “Bahar Bayramı” olarak kutlanması ayrı bir anlam ifade etmektedir. Ab-ı hayat’ı yani ölümsüzlük suyunu içerek ölümsüzlüğe kavuşmuş olan Hızır ve İlyas bu günde buluşup, görüşmektedir. Bu gün Hızır’ın darda kalanlara yetiştiği gündür aynı zamanda. Hızır’ın bastığı yerde güller açılır, bülbüller ötüşür. Halkımız bu günde şenlikler yapar, eğlenceler düzenler. Yine bir rivayete göre, Hızır (as), İlyas (as) ve İskender-i Zülkarneyn, birlikte (Ab-u Hayat) aramaya çıkmışlar. Ve bir müddet sonra “Karanlıklar ülkesine dalmışlar”. Hızır ve İlyas Ab-u hayat suyunun kaynağını bulup içmişler. Fakat İskender’e söylememişler. Hızır ve İlyas’ın sağ olduğuna ve yaşadığına inanılmaktadır. Hızır karada, İlyas da denizde, yardıma muhtaç olanlara yetişirler. Nuh peygamberin gemisinin fırtınaya tutulduğu, yeryüzünü suların kapladığı, tufanda, gemide ki insanların feryat edip “Ya Hızır bizi kurtar” diye dua ettikleri söylenir. Güvercin, (Aslında karga) ağzında zeytin dalı ile gemiye döndüğünde karanın yaklaştığı, suların da çekilmesiyle insanların karaya çıktıklarına inanılır. Yine rivayete göre Hızır ile İlyas yılda bir defa (6 Mayıs gününün gecesi), bir gül ağacının dibinde buluşurlar. O nedenle de her yıl 6 Mayıs Hıdır Ellez (Hızır-İlyas) günü olarak kutlanır. İFFET KAYASI Geçen ay bir gazetede “Kadınların özgürlüğünü sembolize eden bir anıt dikilmelidir” başlıklı bir haberi okuyunca efsane kahramanı “Yozgatlı Gelin’i” hatırladım. Savaş yıllarında ordumuzun maddi ve manevi ihtiyacını karşılayan, savaşın sıkıntılarını ve acılarını yaşayan askerlerimize “don, gömlek, hırka, çorap vs. bohçalar dolusu, el emeği, göz nuru yaptığı giyim eşyalarını cepheye ulaştıran, çanak çanak kavurmaları “Mehmetçik’e” yollayan analarımızı düşündüm. Ve teselliyi Yozgat’ın batı istikametindeki “Gelin Kayası Efsanesi”nde buldum. Dillere destan bir kız, komşu köyden bir delikanlıya gelin giderken, develerden oluşan gelin alayının önü, kızı zorla almak isteyen düşmanları tarafından kesilir. Erkeklerin hepsi öldürülür. Gelin çaresiz kalınca Allah’a yönelerek yalvarır: -Ya Rabbim! Eğer senin sevgili kullarından isem beni zalimlerin eline bırakma. Ya kuş yap, uçur; veya buracıkta taş ediver. Allah Teala kızın bu duasını kabul eder ve gelin beraberindeki develerle taş olur.  Allah’a yalvarır şekilde taş kesilen ve çökmüş bizimde duran develer… Bu kayalardan daha anlamlı hangi anıt Türk kadınının; hürriyetini, iffet ve namusunu sembolize edebilir?
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2022 - Pazartesi

HIZIR-İLYAS- İFFET KAYASI

HIZIR-İLYAS- İFFET KAYASI

Hızır-İlyas’ın halk arasında ifadesiyle “Hıdırellez”in halkımız tarağından 6 Mayıs günü “Bahar Bayramı” olarak kutlanması ayrı bir anlam ifade etmektedir.

Ab-ı hayat’ı yani ölümsüzlük suyunu içerek ölümsüzlüğe kavuşmuş olan Hızır ve İlyas bu günde buluşup, görüşmektedir. Bu gün Hızır’ın darda kalanlara yetiştiği gündür aynı zamanda.

Hızır’ın bastığı yerde güller açılır, bülbüller ötüşür.

Halkımız bu günde şenlikler yapar, eğlenceler düzenler.

Yine bir rivayete göre, Hızır (as), İlyas (as) ve İskender-i Zülkarneyn, birlikte (Ab-u Hayat) aramaya çıkmışlar. Ve bir müddet sonra “Karanlıklar ülkesine dalmışlar”. Hızır ve İlyas Ab-u hayat suyunun kaynağını bulup içmişler. Fakat İskender’e söylememişler. Hızır ve İlyas’ın sağ olduğuna ve yaşadığına inanılmaktadır. Hızır karada, İlyas da denizde, yardıma muhtaç olanlara yetişirler. Nuh peygamberin gemisinin fırtınaya tutulduğu, yeryüzünü suların kapladığı, tufanda, gemide ki insanların feryat edip “Ya Hızır bizi kurtar” diye dua ettikleri söylenir. Güvercin, (Aslında karga) ağzında zeytin dalı ile gemiye döndüğünde karanın yaklaştığı, suların da çekilmesiyle insanların karaya çıktıklarına inanılır. Yine rivayete göre Hızır ile İlyas yılda bir defa (6 Mayıs gününün gecesi), bir gül ağacının dibinde buluşurlar. O nedenle de her yıl 6 Mayıs Hıdır Ellez (Hızır-İlyas) günü olarak kutlanır.

İFFET KAYASI

Geçen ay bir gazetede “Kadınların özgürlüğünü sembolize eden bir anıt dikilmelidir” başlıklı bir haberi okuyunca efsane kahramanı “Yozgatlı Gelin’i” hatırladım.

Savaş yıllarında ordumuzun maddi ve manevi ihtiyacını karşılayan, savaşın sıkıntılarını ve acılarını yaşayan askerlerimize “don, gömlek, hırka, çorap vs. bohçalar dolusu, el emeği, göz nuru yaptığı giyim eşyalarını cepheye ulaştıran, çanak çanak kavurmaları “Mehmetçik’e” yollayan analarımızı düşündüm.

Ve teselliyi Yozgat’ın batı istikametindeki “Gelin Kayası Efsanesi”nde buldum.

Dillere destan bir kız, komşu köyden bir delikanlıya gelin giderken, develerden oluşan gelin alayının önü, kızı zorla almak isteyen düşmanları tarafından kesilir. Erkeklerin hepsi öldürülür. Gelin çaresiz kalınca Allah’a yönelerek yalvarır:

-Ya Rabbim! Eğer senin sevgili kullarından isem beni zalimlerin eline bırakma. Ya kuş yap, uçur; veya buracıkta taş ediver.

Allah Teala kızın bu duasını kabul eder ve gelin beraberindeki develerle taş olur.

 Allah’a yalvarır şekilde taş kesilen ve çökmüş bizimde duran develer…

Bu kayalardan daha anlamlı hangi anıt Türk kadınının; hürriyetini, iffet ve namusunu sembolize edebilir?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.