İnanç bağımlılığı
Yekta Güngör Özden
-İnanmak, güvene bağlı bir yaşam dayanağıdır.-
İnsanlık ilişkilerinde önemli bir yeri olan inanmak, başlılığın temelidir. Daha çok dinsel bağlamda sözü edilen kavram, toplamsal yaşamın dayanaklarından biridir. İnanç konusunda tutuculuk öne çıkmakta, değerlendirme ve tartışma engeliyle olduğu gibi bağlılık yeğlenerek konuya bir tür dokunulmazlık getirilmektedir. Akılla duygu çatışmasında tartışılan yeriyle çok kimseyi ilgilendiren niteliği ve içeriği, inancı önemli bir yaşam olgusu durumunda bulundurmaktadır. Yaşamsal konularda, ülke ve ulus sorunlarında çalışma ve çabaların dayanağı olan inanç, soyluluk göstergelerinden biri olarak değer taşımaktadır. Tutuculuğun, gericiliğin ve direnişin mayası olarak algılanmasının sakıncalı sonuçları tarih sayfalarının karanlık bölümlerini doldurmaktadır.
İnanç, insanların Tanrı'ya yaklaşım duygusudur. Özgürlük ve içtenlikle beslenen bir sıcaklık, bir bağdır. İnancın sömürüsü, kötüye kullanılması bağışlanmaz bir kusurdur. Tertemiz kalması, dayatma ve zor kullanma ile oluşmaması gerekir. Gösteri nedeni, çıkar aracı durumuna getirilmesi asla hoş görülemez. Bağımlılık konusu olması da istenemez. Kimi oluşumlar, kimi ilişkiler, kimi güçlük ve çözüm aracı olması da inanca saygı ile bağdaşmaz. Gerçeklere, yasal gereklere karşı da kullanılamaz. Tüm bu ve benzer nedenlerle inanca hem inananlar hem de bir inanç sahibi olmayanlar saygı duymalı, inancın bir yaşama gerçeği ve dayanağı olduğu gözardı edilmemelidir.
İnanç gösterisi, inanç sömürüsü, sakıncalı davranışlardır. Ceza, kurallarıyla, önlenen kimi aykırılıkların aracı durumuna getirilmesi eylemleri zaman zaman rastlanan kötülüklerdir. Bunların en kötüsü siyasal araç durumuna sokulması, düşürülmesidir. Cumhuriyetle birlikte bu konuda önemli adımlar atılmış, hem inanç sömürüsü önlenmiş hem de inanç gerekleri güvenceye bağlanmıştır. Yasal kurallarla gerçekleştirilen inanç özgürlüğü ve güvencesi cumhuriyetin bir başarısıdır. Demokrasiyi gölgeleyen kökten dinci davranışların kimi iktidarların sömürü aracı olduğu ibretle ve üzüntüyle izlenmiştir. İnancın temizliğini korumak yerine, siyasal çıkar aracı durumuna düşürülmesi büyük bir kusur, hattâ suç olduğunu görmezlikten gelen sömürücüler, toplumsal barışın da düşmanlarıdır.
İnancın soyluluğu temizliğinden, iyi kullanımından, bilinçli korunmasından gelir. Özgün içgücü olarak da yaşam ışıklarından biridir.
Teşekkürler: Yazılarımla ilgili görüşleri ve değerlendirmelerinden yararlandığım Sayın Gülen SARAN ile Sayın Dursun ATILGAN'a teşekkür ediyorum.