Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

NECATİ-FEYZULLAH VE CABBAR

NECATİ-FEYZULLAH VE CABBAR Sorgun Lisesi’nden yetişen öğrencilerimiz aldıkları feyz, öğrendikleri bilgi ve kültür ile yaşamaya, o yuvanın ruhunu yaşatmaya ve çevrelerine ışık olmaya, bizlerin de göğsünü kabartmaya devam ediyorlar. YOZGAT İSİMLER SÖZLÜĞÜ kitabım çıktıktan sonra ilk arayan Sevgili öğrencim Necati Yılmaz oldu: -Hocam tebrik ediyorum. Çok heyecanlandım. Ben Almanya’dayım biliyorsun. Kitabınızı almak, okumak istiyorum. Çevreme, yakınlarıma da hediye etmek istiyorum. Şimdiye kadar size olan hakkımı ödeyemedim. Benim için bu bir fırsat, dedi. Çok duygulandım. Bir anda gözlerim yaşardı. Önce teşekkür ettim, ne diyeceğimi bilemedim. Sevgili Necati devam etti: -Hocam beni kırmayın. Size olan manevi borcumu ödemek istiyorum. -Peki dedim, Necati kaç adet istersen vereyim.  Hocam 50 adet kitap ayır. Ben aldıracağım. Sorgun’daki eşime dostuma hediye etmek istiyorum. Hakkınızı helal edin… Sevgili Necati kitapları aldı, dostlarına hediye itti. -Ertesi gün telefonum yine çaldı. -Hocam, ben Fransa’dan arıyorum. Sorgun Lisesi’nden öğrenciniz Feyzullah Kırca. Ellerinizden öpüyorum. Bilseniz ne kadar sevindim. Yeni kitabınız çıkmış. İnternette gördüm. Tebrik ederim. Ben nasıl temin edebilirim. Sevgili Feyzullah o kadar heyecanlı konuşuyordu ki ne söyleyeceğimi bilemedim. Sadece; -Olur Feyzullah göndereyim dedim. -Hocam, ben 50 adet istiyorum. Kargo ile gönderin. Buradaki Yozgatlı hemşehrilerimize ulaştırmak istiyorum. Ertesi günü gönderdim kitapları. Sevgili Necati ve ve Sevgili Feyzullah'tan başka da kitabıma destek olanları ileride teferruatlıca yazacağım. Fransa’ya gönderdiğim kitaplar bugün eline ulaşmış Sevgili Feyzullah’ın.  Kitapla bir de fotoğraf çekmiş bana göndermiş. Eser yazmak, eser vermek güzel.. Ama en güzeli ne biliyor musunuz! Sevgili Necati ve Feyzullah gibi öğrenciler yetiştirmek. Dahası bir nesil yetiştirmek… İyi bir öğretmen, iyi bir öğrenci olmak… Sevgili Necati Yılmaz ve Sevgili Feyzullah Kırca;  Sorgun Lisesi’nden sevdiğim, değer verdiğim öğrencilerimden. Her ikisi de öyle slogan milliyetçisi değil katıksız Türk Milliyetçisi, Türk Ülkücüsü. “Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletiyle” yetiştirdiğimiz, ta okul yıllarından beri davasının çilesini, derdini çekmiş, nefsinde yaşamış vatan, millet ve bayrak sevdalıları… Mevlana- Şems çırasını gönüllerinde tutuşturduğumuz vefalı öğrencilerimiz… O çıra ile hala yanıp, tutuşmaya devam ediyorlar. Necati ve Feyzullah gibi nice öğrenciler yetiştirdik biz Sorgun Lisesi’nden. Doru atlar üstünde uçar gibi. Güvercin gagasında, zeytin dalında, şahin kanadında, çıra aydınlığında bayrak bayrak bize gelirdi onlar. Kavruk çöllerden, karlı dağlardan, Tiftik'ten, Mansuroğlu Çiftliği'nden bize sığınırlar, ateşimizde ısınırlardı. Nalların kıvılcımında, Anadolu yaylasından kubbelerle, minarelerle, Allahuekber, kös, gülbank, mehterle bize gelirlerdi. Onlara ön olduk, arka olduk, ışık olduk, sığınak olduk. Öğretmenleri olarak biz başımızı yere eğmedik, onlara da eğdirmedik. Selam olsun Sevgili Necati’ye, Sevgili Feyzullah’a ve bütün öğrencilerimize… GELELİM CABBAR’A Öğrenci var; bizleri göklere çıkarır, öğrenci var; yerin dibine geçirir. Sevgili Cabbar! Seni de haftaya yazdığım bir şiirle anlatacağım.
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2022 - Salı

NECATİ-FEYZULLAH VE CABBAR

NECATİ-FEYZULLAH VE CABBAR

Sorgun Lisesi’nden yetişen öğrencilerimiz aldıkları feyz, öğrendikleri bilgi ve kültür ile yaşamaya, o yuvanın ruhunu yaşatmaya ve çevrelerine ışık olmaya, bizlerin de göğsünü kabartmaya devam ediyorlar.

YOZGAT İSİMLER SÖZLÜĞÜ kitabım çıktıktan sonra ilk arayan Sevgili öğrencim Necati Yılmaz oldu:

-Hocam tebrik ediyorum. Çok heyecanlandım. Ben Almanya’dayım biliyorsun. Kitabınızı almak, okumak istiyorum. Çevreme, yakınlarıma da hediye etmek istiyorum. Şimdiye kadar size olan hakkımı ödeyemedim. Benim için bu bir fırsat, dedi.

Çok duygulandım. Bir anda gözlerim yaşardı.

Önce teşekkür ettim, ne diyeceğimi bilemedim.

Sevgili Necati devam etti:

-Hocam beni kırmayın. Size olan manevi borcumu ödemek istiyorum.

-Peki dedim, Necati kaç adet istersen vereyim.

 Hocam 50 adet kitap ayır. Ben aldıracağım. Sorgun’daki eşime dostuma hediye etmek istiyorum. Hakkınızı helal edin…

Sevgili Necati kitapları aldı, dostlarına hediye itti.

-Ertesi gün telefonum yine çaldı.

-Hocam, ben Fransa’dan arıyorum. Sorgun Lisesi’nden öğrenciniz Feyzullah Kırca. Ellerinizden öpüyorum. Bilseniz ne kadar sevindim. Yeni kitabınız çıkmış. İnternette gördüm. Tebrik ederim. Ben nasıl temin edebilirim.

Sevgili Feyzullah o kadar heyecanlı konuşuyordu ki ne söyleyeceğimi bilemedim. Sadece;

-Olur Feyzullah göndereyim dedim.

-Hocam, ben 50 adet istiyorum. Kargo ile gönderin. Buradaki Yozgatlı hemşehrilerimize ulaştırmak istiyorum.

Ertesi günü gönderdim kitapları.

Sevgili Necati ve ve Sevgili Feyzullah'tan başka da kitabıma destek olanları ileride teferruatlıca yazacağım.

Fransa’ya gönderdiğim kitaplar bugün eline ulaşmış Sevgili Feyzullah’ın.  Kitapla bir de fotoğraf çekmiş bana göndermiş.

Eser yazmak, eser vermek güzel..

Ama en güzeli ne biliyor musunuz!

Sevgili Necati ve Feyzullah gibi öğrenciler yetiştirmek. Dahası bir nesil yetiştirmek…

İyi bir öğretmen, iyi bir öğrenci olmak…

Sevgili Necati Yılmaz ve Sevgili Feyzullah Kırca;  Sorgun Lisesi’nden sevdiğim, değer verdiğim öğrencilerimden. Her ikisi de öyle slogan milliyetçisi değil katıksız Türk Milliyetçisi, Türk Ülkücüsü. “Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletiyle” yetiştirdiğimiz, ta okul yıllarından beri davasının çilesini, derdini çekmiş, nefsinde yaşamış vatan, millet ve bayrak sevdalıları… Mevlana- Şems çırasını gönüllerinde tutuşturduğumuz vefalı öğrencilerimiz… O çıra ile hala yanıp, tutuşmaya devam ediyorlar.

Necati ve Feyzullah gibi nice öğrenciler yetiştirdik biz Sorgun Lisesi’nden.

Doru atlar üstünde uçar gibi. Güvercin gagasında, zeytin dalında, şahin kanadında, çıra aydınlığında bayrak bayrak bize gelirdi onlar.

Kavruk çöllerden, karlı dağlardan, Tiftik'ten, Mansuroğlu Çiftliği'nden bize sığınırlar, ateşimizde ısınırlardı.

Nalların kıvılcımında, Anadolu yaylasından kubbelerle, minarelerle, Allahuekber, kös, gülbank, mehterle bize gelirlerdi.

Onlara ön olduk, arka olduk, ışık olduk, sığınak olduk.

Öğretmenleri olarak biz başımızı yere eğmedik, onlara da eğdirmedik.

Selam olsun Sevgili Necati’ye, Sevgili Feyzullah’a ve bütün öğrencilerimize…

GELELİM CABBAR’A

Öğrenci var; bizleri göklere çıkarır, öğrenci var; yerin dibine geçirir.

Sevgili Cabbar! Seni de haftaya yazdığım bir şiirle anlatacağım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.