YOZGAT’ IN KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİ
Yahya Aksoy
Anadolu’ yu yurt tutan Oğuz ve Türkmen boyları, Bozok Yaylası’ nın tarım ve hayvancılığa elverişli topraklarına yerleştiler. Bütün kültürel değerlerini bu topraklarla birleştirerek günümüze ulaştılar ve geleceğe de bu değerlerini koruyup geliştirerek akacaklar.
En büyük kültür yapısı toprağın işlenmesi ve üretimdir. Ekip-biçmek, hayvan yetiştirmek, canlı ve cansız nesnelerle bütünleşmek en eski bir kültür değeridir.
Atlarla, öküzlerle ve mandalarla toprağı işleyen insanımız, yeni teknik araçlarla yaşamına ivme kazandırmış bulunmaktadır.
Dünyadaki gelişmeleri izleyen ve onları alarak uygulamaya koyan insanlar, ilerlerler. Kapalı sanayi ve ekonomi, toplumu çağın gerisine iter. Sonunda da torunları,’Dedelerimiz koruk üzüm yediler, bizlerin dişleri kamaştı’ sözünü söylemek zorunda kalırlar.
Yozgat insanında köklü olarak toprak sevgisi, toprak tutkusu vardır. Bu özellik genellikle tüm insanlarda da böyledir.
Kimi zaman toprağa çok düşkün olan ve toprağını genişletmek isteyen insanlar için halk arasında,’Gözünü bir avuç toprak doyursun’ veya’ Gözünü toprak doyursun’ sözü kullanılır.
‘Benim sadık yarim kara topraktır’ diyen büyük ozan Veysel, toprakla insan ilişkisini en güzel bir şekilde ifade etmiştir.
Yozgat insanının söz zenginliği, öz zenginliğinden gelir. Sözlü kültür geleneğimizin özgün kaynakları olan ağıtlar, maniler, türküler, destanlar, halk sözleri, halk şiirleri, halk masalları ve öyküleri de bunu kanıtlamaktadır.
Yozgat ve yöresinin bu özelliğini kitaplaştıran değerli araştırmacılar olmuştur. Bunları kutlamak gerekir. Bu tür çalışmaları daha da büyüterek kültür dünyamıza sunmak, en büyük hizmet olacaktır. Bu değerli sözlü kültür kaynaklarımız derlense, her köy için ayrı ayrı kitaplar çıkarılabilir. Bu tür zenginlikler, maddi zenginliklerden daha büyük ve kalıcı olmaktadır.
Gelenek ve görenekler, düğün, bayram, ölüm ve mezar adetleri yanında yerleşim yerleri, konut yapımı, konuk odaları, su değirmenleri, cirit, güreş gibi kültür değerlerinde de Yozgat’ ta özgün bir yapı yaşatılmakta ve korunmaktadır.
Düşünce zenginliği gönül ve fikir zenginliğini üretim çeşitliliği ve zenginliği izler. İnsan ve toplumu tümüyle kucaklayan sıcak, duygusal, içten ve toplumsal bir anlayış, bu yörede her zaman var olmuştur.
Bu yöresel zenginliği korumak ve geliştirmekle ulusal kültür değerlerimizi zenginleştirip katkılar sağlamış olmaktayız.
Doğal tarımsal ürünler gibi, özgün kültür değerlerimizin tadı da başkadır. Toplumsal dinamizmi ve gelişmeyi besleyen bu iki kaynağın değeri bilinmeli, yeni kuşaklar da bu anlamda bilinçlendirilmelidir.
Bilgiden bilince uzanan toplumlar, sarsılmaz ve yıkılmazlar.