Batuhan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisiyken altı yıl önce aramızdan ayrıldı.
Batuhan'ın arkadaşları onun aziz hatırası için Hacettepe Üniversitesi'nin desteğiyle "Turaç” adlı bir dergi çıkarmışlar.
Dergiyi bana Batuhan’ın babası sevgili Hocam Nafi Yıldırım getirdi.
Nafi Hocam ve ailesi 9 ay başında nöbet tuttuğu ciğer paresi oğlunun hatıraları ile avunuyor.
Batuhan’ın hayatını kaybetmesi Sorgun halkını yasa boğmuştu.“Yiğit iken ölenleri göğ ekini biçmeye benzetmişti” Koca Yunus.
Batuhan kısacık ömrüne çok başarılar sığdırdı. Yaşasaydı şimdi dört yıllık doktordu.Tıp öğrencisiyken bir de “Turaç“ adlı bir İnternet Dergisi çıkarmıştı.
İşte o İnternet Dergisini arkadaşları bir araya gelerek bastırmışlar ve Batuhan'ın aziz hatırasına ithaf etmişler. Derginin ilk sayfasında “Turaç” kuşunun fotoğrafı var.
Dergi adını bu kuştan almış.“Turaç”ın bir kuş türü olduğunu ben de dergiden öğrendim.Turaç; Çukurova’nın nadir kuşlarındandır. Güneş bereketli Çukurova’nın üzerinde parlarken çıkar bir kayanın üzerine çıkar ve atar nidasını.
O kadar güçlüdür ki ötüşü çok uzaklardan duyulur. Turaç türkülere bozlaklara da konu olmuştur.
Şöyle anlatır Aşık Kul Mustafa Turaç’ı :
Çukurova Turaç senin öz kuşun
Çiy yağarken garip garip ötmez mi?
Senin sesin ilkbaharın nişanı
Aşiretler yaylasına göçmez mi?
Ve Karacaoğlan da Turaç adlı kuştan bir şiirinde şöyle bahseder :
Ötme Turaç ötme işin var senin
Şahan alıp avlanacak yer değil
Vardım, gördüm ağlar göçmüş yurdundan
Vatan tutup eğlenecek yer değil.
Batuhan dergideki “Tanrım beni yavaşlat” başlıklı yazında; “Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret,değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ve beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak dostlar ver.”
”Turaç’ın son sayfasında arkadaşları Batuhan hakkında şunları yazmışlar;
“Bambaşka idi Batuhan. Muhabbetli idi.
Yabancı müzik dinler, Karacaoğlan şiirlerinden, Neşet Ertaş türkülerinden kopmazdı.
Onu bazen bir Tıp Kongresinin yemeğinde, bazen Anadolu insanının sofrasında bulurdunuz. Fotoğraf çekerdi.
Zamanın tüm sahteciliğinden uzaktı. Seni hep bu güzel gülüşünle hatırlayacağız Batuhan, asla unutmayacağız.”
Arkadaşın arkadaşı, dostun dostu, yolcunun yoldaşını arkadan hançerlediği, pusu kurup kurşunladığı kahpe, kalleş, puslu ve sisli dünyada bu asil, vefalı davranış eminim ki Batuhan’ın ruhunu şad etmiştir.
Sevgili Batuhan sen rahat uyu.
Sana dua, o saf ve temiz yürekli arkadaşlarına da selam gönderiyoruz...
Ahde vefa, ahde sadakat ölmemiş demek ki...