Boşluk ve bozukluk
Yekta
Toplumsal yaşam değişik nitelikli kişileri kimi durumlar için biraraya getirir. Anlaşmaları için yeterli koşullar olmasa bile çalışmanın ve görevin gerektirdiği değişik birliktelikler oluşur. Zaman birlikteliği ve paylaşımı bunun en doğal durumlarından biridir. Uyuşmazlık belirgin biçimde de olsa görevin gerektirdiği ortama yaraşır tutum, kişiliğin en doğal yansımasıdır. Nitelikleri düzeysiz insanların geçmişleri, önceki sıfatları ne olursa olsun kişiliksizlikleri sırıtırcasına belli olur. Konuşmalarında ve bakışlarındaki soğukluk bozukluklarını yansıtır. Yıllarını birlikte geçirmiş kimsenin kendi ilgisizliğini unutup karşısındakini eleştirmesi "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" sözünü anımsatan bir çıkışmadır. Kendi tutarsızlığını bırakıp başkasını kınamak böyledir. Yaraşır olmadıkları yerlere getirilip oturtulanların haklı tutumlara tepkileri bu tür çelişkilerdendir. Belli yerlere gelince önce birlikte olduklarını dışlarcasına unutanların kendilerine karşı haklı tutumlara söyleyecekleri sözleri yoktur. Önceki yaşamlarını bilmeyenlerin, kendilerini tanımayanların mevki ve sıfat nedeniyle gösterdiği ilgi yanıltıcıdır. Gerçekten yaraşır olsalar, gerçekten yetenekleri elverişli olsa eski arkadaşları mutluluk ve övünç duyar. Önceki yıllarda bile terslikleri ve karşıtlıkları belirgin olan kimselerin görmemişliklerini açıklayan kasılma ve yukardan bakma hastalıkları, boşluklarla kimi çarpıklıkların sonucudur.
İnsanları mevki, makam seçkin kılmaz.
İnsanlar mevki ve makamı daha etkin, daha önemli yapar. Şımarıklık ve büyüklenme hastalığı kişilik bozukluğudur. Görev insanı büyütmez, görevli yerini yüceltir. Önemli olan bir yere gelmek değil, o yere yaraşır olmak ve yaraşırlığını kanıtlamaktır. Ülkemiz yapısına bakıldığında siyasal bağlar önde olmak üzere kimler nerelere getirtilmiş, oturtulmuştur, ortadadır. Ulaşması olanaksız yerlere oturtulanlar kendilerini ' Bir şey" sanarak geçici yer ve unvanlarının gösterisine kapılmışlar, çiğliklerini sergilemişlerdir. Kişilik yetersizliğini doğrulayan bu tutumlar birer kanıttır. Doyuramadıkları, içlerinde kalan çekememezlik ve karşıtlıklarını böylece bastırmaya çalışmışlardır. Ülkemizde kimlerin nerelere getirildiklerinin ibretlik örneklerini izledik. Kavgalarını da... Anımsamak insanı karanlığa sürüklüyor. Yakından tanıyanlar bunları iyi bilir. Görev sıfatlarına bakılınca bir şey sanılanların insanlık boşlukları ürkütür. Unvan, sıfat, mevki, makam, yetki insana bir şey kazandırmaz. Niteliği olumsuz olduktan sonra "Ağzıyla kuş tutsa" bir değeri yoktur. Böyle kimilerini orada burada izliyoruz. 1979 yılına kadar avukatlığını yaptığım Bülent Ecevit'e, Anayasa Mahkemesi'ne açılan bir iptal davasında ilk kez ret kararı verilmesi istediğini üyelere iletmemin doğru olmadığını söyledim. Ret kararında istediği kabul oyunu veren üyelerden birini omuzladı. Neler yaşandı neler...