Ölçü-Sınır
Yekta Güngör
-Ölçü özendir, sınır önlemdir.-
Hemen söyleyelim, eleştiri saldırı olmayacağı gibi saldırı da asla eleştiri olamaz. Yazıda ve sözde eleştirinin sınırını aşan değiniler karalamadır, saldırıdır ve asla yaraşır olmayan çirkinliklerdir. Duygu ve düşünce açıklamaları her şeyden önce kişiliklere saygı ile yapılır. Görüşleri uygun bulmayanlar, karşılıklarını ve eleştirilerini bu konular üzerinde yapmalıdır. Sözlerin ve yazıların eleştirilip yanıtlanmasında sahiplerine yönelik olumsuz yaklaşımlar eleştiri değil, saldırıdır. Hele görevlerini yapan kurumlarla ilgililerine yönelik ağır sözler asla uygun görülemez.
12.3.2023 günlü gazetelerde bir parti liderinin Anayasa Mahkemesi üyeleri için "... vicdanlarının sesini değil ihanetin sözünü dinlemiş ve buna kulak vermişlerdir" çıkışı ile 'Şu anki Anayasa Mahkemesi Türk milletinin mahkemesi değildir. - Anayasa Mahkemesi nin bölücü terör örgütünün arka bahçesi olması beka ve güvenlik sorunu olduğu kadar adalet ve hukuk katlidir. -Böyle bir alçalmayı sineye çekemeyiz. -...mahkemeyi hukuk ve hüküm açısından yok sayarız, -...böyle bir kepazeliğe müsaade etmeyecektir." sözleri asla yakışık almamakta, eleştiri hakkının kötüye kullanılmasının çirkin bir örneği olarak değerlendirilmektedir. Yargıya güven ve saygı ile asla bağdaşmayan bu eleştiri uygun görülemez. Eleştiri, yıkmak için değil, düzeltmek, onarmak ve gereğini sağlamak için yapılır. Sahibine yakıştırılmayan sözler siyasal ortam için de aykırı bir çıkıştır.
Siyasal eleştiriler yapılırken olayın bırakılıp kurumun, ilkelerin ve değerlerin Reklam kaleme, dile alınması hiçbir nedenle hoşgörülemez. Kurumların ve ilkelerin yıpratılması bir tür yıkım girişimidir. Ulusal yapıları ve değerleri korumak, onları eleştirirken daha dikkatli davranmak, yanlışlarını düzeltmeleri için duyarlıklarına seslenmek gerekir. Herkesin her görüşe katlanması beklenemez, istenemez. Eleştirilerin de bir ölçüsü, bir üslubu vardır. Kabadayılık gösterisiyle eleştiri, yarar yerine sakıncalar getirir.