Sorgun’da 1996 yılında üç ayda bir “Kültür-Sanat- Edebiyat ve Folklor” içerikli “Sıla Dergisi” ilçede ciddi anlamda çıkarılan ilk dergi olmuştu.
O yıllarda Sorgun İlçe milli eğitimi müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yaptığım için derginin resmi sahipliğini genç yaşta kaybettiğimiz eğitimci- gazeteci merhum Rasim Kayhan üslenmişti.
Genel yayın yönetmeni ise bendim. Ama derginin hazırlanmasından basımına kadar ben sorumlu idim. Dergi Sorgun ağırlıklı dağıtılıyordu.
Sıla’yı derginin kapağında: “Sıla; ana ata ocağı, yar- yaren kucağı ve Bozok Sancağı’dır” diye tarif etmiştim.
6 sayı çıkardığımız Sıla Dergisi gerek muhtevası, gerekse basımı bakımından dolu, pırıl pırıldı.
Geniş şair ve yazar kadromuz vardı. Eğitimci- yazar İhsan Kurt, ODTÜ Öğretim Görevlisi Begümşen Ergenekon, şair- yazar Salim Taşçı, Şair- yazar M. Uluğtekin Yılmaz, Eğtimci- yazar Yılmaz Göksoy, Eğitimci -yazar İsmet Kapusuz, Eğitimci- yazar Ahmet Sargın, Prof. Dr. Fikret Türkmen gibi değerli kalemler yazıyordu.
Ve adını yazamayacağım kadar şair ve ozanların şiirleri yayınlanıyordu…
Burcu burcu Sorgun, Yozgat tümüyle Sıla kokan bir dergiydi…
Sıla, iyi bir araştırma dergisiydi. Sıla ile gurbet arasında köprü olma yolunda devam ettik.
Her sayımızda bölücü terörle mücadelede verdiğimiz şehitlerimize geniş yer ayırıyorduk.
İlk defa derginin hediyesi olarak “Sorgun Şehitler Tablosu “ vermiş, şehitlerimizi yaşatma adına yapılan bu hizmet çok konuşulmuştu.
Yozgat Milletvekili merhum İhsan Kapusuz derginin 4. Sayısında biraz da esprili olarak bana gönderdiği yazıda şunları yazıyordu:
-“Kolay mı yazı yazmak. Aslan hemşehrim. Hele okuyucunuz çok bilmiş Sorgunlu, kılı kırk yaran Yozgatlı olursa gel de onlara yazı beğendir. Tabii bu teşhisimi biraz da latife kabul ediniz.”
Latife de bunda bir gerçek payı vardı. Dergi çıkarmanın, yaşatmanın, birilerine beğendirmenin zorluğunu bizzat tecrübe ederek öğrendim.
On beş yıl sonra Sıla’da yayınlanan Topuç’un Devlet Baba’sını, şehitlerimizden Kınalı Resul’ü, Kınalı Mustafa ve Kınalı Ali’nin hikayelerini yeniden hatırladım ve rahmetle andım hepsini.
Kültüre destek bulmak ve devamlılık sağlamak zorluğundan olsa gerek.
Sorgun gibi bir ilçede dergi çıkarmanın ne kadar zor olduğunu yaşayarak öğrendim.
Sıla’yı iki yıl çıkarabildik. Sıla ismi çok sevilmişti. 1997 yılında çıkardığım ilk gazeteye de Sıla Haber ismini verdim.
SILA DERGİSİ
Sorgun’da 1996 yılında üç ayda bir “Kültür-Sanat- Edebiyat ve Folklor” içerikli “Sıla Dergisi” ilçede ciddi anlamda çıkarılan ilk dergi olmuştu.
O yıllarda Sorgun İlçe milli eğitimi müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yaptığım için derginin resmi sahipliğini genç yaşta kaybettiğimiz eğitimci- gazeteci merhum Rasim Kayhan üslenmişti.
Genel yayın yönetmeni ise bendim. Ama derginin hazırlanmasından basımına kadar ben sorumlu idim. Dergi Sorgun ağırlıklı dağıtılıyordu.
Sıla’yı derginin kapağında: “Sıla; ana ata ocağı, yar- yaren kucağı ve Bozok Sancağı’dır” diye tarif etmiştim.
6 sayı çıkardığımız Sıla Dergisi gerek muhtevası, gerekse basımı bakımından dolu, pırıl pırıldı.
Geniş şair ve yazar kadromuz vardı. Eğitimci- yazar İhsan Kurt, ODTÜ Öğretim Görevlisi Begümşen Ergenekon, şair- yazar Salim Taşçı, Şair- yazar M. Uluğtekin Yılmaz, Eğtimci- yazar Yılmaz Göksoy, Eğitimci -yazar İsmet Kapusuz, Eğitimci- yazar Ahmet Sargın, Prof. Dr. Fikret Türkmen gibi değerli kalemler yazıyordu.
Ve adını yazamayacağım kadar şair ve ozanların şiirleri yayınlanıyordu…
Burcu burcu Sorgun, Yozgat tümüyle Sıla kokan bir dergiydi…
Sıla, iyi bir araştırma dergisiydi. Sıla ile gurbet arasında köprü olma yolunda devam ettik.
Her sayımızda bölücü terörle mücadelede verdiğimiz şehitlerimize geniş yer ayırıyorduk.
İlk defa derginin hediyesi olarak “Sorgun Şehitler Tablosu “ vermiş, şehitlerimizi yaşatma adına yapılan bu hizmet çok konuşulmuştu.
Yozgat Milletvekili merhum İhsan Kapusuz derginin 4. Sayısında biraz da esprili olarak bana gönderdiği yazıda şunları yazıyordu:
-“Kolay mı yazı yazmak. Aslan hemşehrim. Hele okuyucunuz çok bilmiş Sorgunlu, kılı kırk yaran Yozgatlı olursa gel de onlara yazı beğendir. Tabii bu teşhisimi biraz da latife kabul ediniz.”
Latife de bunda bir gerçek payı vardı. Dergi çıkarmanın, yaşatmanın, birilerine beğendirmenin zorluğunu bizzat tecrübe ederek öğrendim.
On beş yıl sonra Sıla’da yayınlanan Topuç’un Devlet Baba’sını, şehitlerimizden Kınalı Resul’ü, Kınalı Mustafa ve Kınalı Ali’nin hikayelerini yeniden hatırladım ve rahmetle andım hepsini.
Kültüre destek bulmak ve devamlılık sağlamak zorluğundan olsa gerek.
Sorgun gibi bir ilçede dergi çıkarmanın ne kadar zor olduğunu yaşayarak öğrendim.
Sıla’yı iki yıl çıkarabildik. Sıla ismi çok sevilmişti. 1997 yılında çıkardığım ilk gazeteye de Sıla Haber ismini verdim.
Ekleme
Tarihi: 10 Haziran 2024 - Pazartesi
SILA DERGİSİ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.