Geçen hafta 29 Nisan 2021 tarihinde Yozgat’ta aşıklık geleneğinin son halkalarından biri olan Aşık Susami’yi kaybettik.
Yozgat’ta hem kendi deyişleri, hem de Aşık Dindari, Aşık Ruhsati gibi aşıkların destanları ile Karacaoğlan'ın şiirlerinin birçoğunu ezbere bilir ve bestesiyle söylerdi.
Aşık Susami ile tanışıklığım yirmi yıl öncesine dayanır.
Yozgat Şair ve Yazarlar Ansiklopedisi’nde fotoğrafı ile birlikte biyografisini de yayınladım.
Sorgun’da yaptığımız Aşıklar Bayramı’na da birkaç defa katıldı.
Sorgun’a her geldiğinde Başkan Yılmaz Kılıçarslan’ı sorar, birlikte gazetemde ve Sorgun Ozanlar Derneği’nde uzun uzun sohbet eder, destanlarını dinlerdik.
Elini kulağına attı mı, onu susturmak zordu.
“Ömrüm bir at kuyruğunu salladığı gibi geçti” derdi.
Hayatını şöyle kısaca anlatmıştı:
“1929 yılında Yozgat merkeze bağlı Koyunculu köyünde doğmuşum. Babam Kamil, annem Mercan hanım.Küçüklüğüm koyun kuzu güderek, gençliğim çiftçilik yaparak geçti. Delikanlılığımda çok bayraktarlık yaptım. Sorduğum suallere kimse cevap veremezdi. Söylediği bayrak manisini not almışım:
Kopa kopa gelmenin
Dinelipte durmanın
Bir dalda kırk elmanın
Kaçı güneyde, kaçı kuzeyde
Allah illallah ver Muhammed Mustafa’ya salavat selleylum Muhammed.”
Askerlik, evlilik derken ömür geçti.
Kalbi, gönlü aşıklık narıyla yanan Aşık Susami şiir yazıp söylemeye gençlik yıllarında başlamış.
Ezberi ve hafızası çok güçlüydü.
Asıl adı Mehmet Susam olan aşık, soyadını mahlas olarak kullanmış.
Aşık Susami, hatır gönül adamıydı. Bileği, yüreği güçlü, kuvvetli bir ozandı. Saz çalmaz ama sesi ona yetiyordu. Atardı elini kulağına saatlerce söylerdi.
O da bu dünyadan 92 yaşında göçtü, kelebeğin kanatlanıp uçtuğu gibi.
Yüce Mevla gani gani rahmet eylesin. Ailesi ve yakınlarının başı sağolsun.
On bir kıtalık Kerkenez şiirinin son kıtasıyla bitirelim yazımızı.
Susami’yim kalem alır destine
Selam verir yarenine, dostuna
İşte geldik Yellidağ’ın üstüne
Yüreğimde yaren vardır Kerkenez.