Türk halk şairi olarak bilinen ve Türkiye genelinde Çukurovalı Karacaoğlan diye ünlenen halk ozanı Karacaoğlan’ın ismini duymayan, bilmeyen yoktur.
Karacaoğlan’ın 17.yy'da (1606'- 1689) yaşadığı, ancak hayatı hakkında geniş bilgi olmadığı bir gerçektir.
Kaynaklardan ve şiirlerinden edinilen bilgilere göre; onun Çukurova'da doğup, yörenin Türkmen aşiretleri arasında yaşadığı anlatılır.
Ünlü Halbilimci ve edebiyatçı Mehmet Şakir Ülkütaşır Yozgat- Sorgun’da yaşayan Karacaoğlanla ilgili olarak; 1933 ve 1936 yıllarında Samsun’da çıkan Ahali Gazetesi ve Yeni Mecmuası’nda (İstanbul) “Son Asır Şairlerinden Yozgatlı Karacaoğlan” başlıklı makalesinde ondan bahsetmektedir.
Yozgat’lı Karacaoğlan 19.y.y.da takriben H. 1260-M.1844 yılında yani Osmanoğullarından Abdülmecid zamanında yaşadığı , Sorgun ilçesine bağlı Doğanlı( Zeyneddin) köyünde doğduğu ve bu yörede tanınmış bir halk ozanı olduğu rivayet edilmektedir.
Ümmi olup şiirlerini fıtri bir istidat ile söylemiştir. Gezgin olarak Yozgat yöresinde dolaştığı, çalıp söylediği kanaatindeyiz.
Araştırmacı- yazar Prof. Dr. M. Öcal Oğuz bu Karacaoğlan hakkında şu tesbitleri yapmaktadır:
“Yöre Karacaoğlan’ın şöhretinden hiç yararlanmamış, ne bir satır yazı, ne yollarda bir uyarı ne de mezar başlarında bu mezarların kimliklerini açığa vurmak isteyen bir levha var. Karacaoğlan hikaye, efsane ve şiirleri sözlü geleneğin içinde öylece yaşayıp gelmiş günümüze.
Yozgat’ın meşhur türküsü Sürmeli’nin “Dersini almış da ediyor ezber” diye başlayan mısralarının Karacaoğlan’a ait olduğu söylenir. Nitekim bu türkünün bir varyantı Karacaoğlan adına kayıtlıdır cönklerde ve Yozgatlı Hafız Süleyman tarafından 1930’lu yıllarda taş plağa okunmuştur. “
Yozgatlı Araştırmacı rahmetli Yılmaz Göksoy Ünlü halkbilimci- edebiyatçı İlhan Başgöz’ün derlediği şu şiirin Yozgatlı Karacaoğlan’a ait olduğunu “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 5,59 (Kasım 1982) makalesinde belirtmektedir.
GÜZEL VARM’OLA
Gözüme ebrûsu geldi bakınca
Böyle m'olur dost gayreti çekince
Mısır'ın Bağdad'ın varı çıkınca
Yavrunun menendi güzel var m'ola
Yavru şahin otururdu yuvada
Ulu kuşlar semah kurmuş havada
Bozok kazasında Üsyün (Hüseyin) ovada
Yavrunun menendi güzel var m'ola
Yavru şahin otururdu sulakta
Altın küpe efildeşir kulakta
Yerde insan, Hint'te, gökte, melekte
Yavrunun menendi güzel var m'ola
Karac'oğlan otururdu kılbada
(Kıblede yahut kulbede)
Hiç güzel sevmedin mi yalan dünyada
Kayseri'de Karaman'da Konya'da
Yavrunun menendi güzel var m'ola