Ahmetfakılı meşhur Ekşi Hoca, Molla Müftü Atıf Ho-ca Efendi ilçemizin eşraflarından Şahin İşcan'ın babası Molla Pehlül Efendi ve Salih Paşa'nın otuz yıllık emektar İmam-Hatibi Nuri Hoca bir gün Keser köyüne giderler.  Misafir oldukları oda sahibi ortaya koyun kavurma-sını getirir ve yemeklerini yerlerken bir taraftan da bir-birleri ve odadaki köy halkı ile şaka- sohbet yaparlar.  Nihayet yemek bitince köy halkından tiryaki olanlar tabakalarını çıkarıp sigaralarını sarmaya başlarlar. Molla Pehlül, sigaranın- tütünün düşmanıdır. Hiç mi hiç haz etmez ve içenleri hep tenkit etmektedir. Odada hazır bulunan cemaat içinde en kıdemlisi olan Ekşi Hoca'ya sigaranın dini hükmünü *Sigara haram mi: yoksa mekruh mu?" diye sorarak sohbeti başlatır.  Ekşi Hoca ; "İlim, okumuş kimsenin sigara içmesiyle cahalın sigara içmesi arasında fark vardır” der, "Mesela; sigara içen âlim-aydın kişi taksiye binen adama benzer. İnsan taksiye binerse köydeki, sokak-taki muzır köpekler ona zarar veremez. Köpek ürer a-ma bir şey yapamaz basar gider. Halbuki cahil birisi sigara içiyorsa aynen köpekler önünde elinde sadece bir söğüt deynek (sopa) olan adama benzer. Köpekler ona zarar verebilir. İşte cahilin sigara içmesi de buna benzer" diyerek sohbete devam ederken tam burada Molla Müftü Atıf Hoca efendi sözü alır ve şu kıssayı anlatır: "Kendisi de hoca olan sigara tiryakisi bir adam oğ-lunu Mısır'da devrin icaplarına göre 15-20 yıl meşhur medreselerde, meşhur âlimler elinde okutur. Tahsilini tamamlayarak memlekete dönen oğlu çevrede âlim olarak nam salmaya başlar.  Bir gün bu âlim gencin köyün hocası olan babasına yabancı iki Hoca Efendi misafir olarak gelir. Her ikisi de sigara içmiyorlar ve ev sahibi hocayı sigaranın haram olduğunu belirterek ayıplıyorlar.  O da 'Hayır sigara haram değil, mekruhtur* diye kendini savunmaya çalışsa da konukları olan hocalar-la başa çıkamıyor. O sırada dini münakaşayı takip eden odadaki hazır cemaatin birisi evinde bulunan hocanın alim olan oğluna haber getirerek, "İki misafir hoca geldi, babanı sigaranın helal mı, mekruh mu olduğu konusunda sıkıştırdılar. Baban zor durumda kaldı. Gel babanı bu zor durumdan kurtar" diyerek, babasının sigaraya mekruh, konuk hocaların ise haram dediğini anlatır.  Hemen köy odasına gelerek konuk hocalarla münazaraya başlayan ve gerçekten bir âlim derecesine gelmiş olan oğul, babası gibi sigaranın mekruh olduğunu 60 civarında âyet ve delil getirerek ispat ve cevap verir. Konuk hocaları ilminin derinliği ile ikna eder. Böylece sigara tiryakisi olan babasını bu zor durumdan kurtarır.  Konuklar gittikten sonra âlim olan oğul, babasına; "Baba sen sigaranın mekruh tarafını tutmuştun 60 delil ile mekruh olduğunu anlattım. Eğer sigaranın haram tarafını tutmuş olsaydın inan ki değil altmış, belki yüz altmış âyet ve delil ile haramlığına dinleyenleri ikna ederdim" diyerek babasına âlimane bir cevapla, sigaranın harama yakın tehlikeli bir mekruh (tahri men-mekruh) olduğunu böylelikle izah etmiş olur.