Durali Doğan
Köşe Yazarı
Durali Doğan
b
 

İNSAN ARIYORUM

İNSAN ARIYORUM Bugün 17 Aralık. Mevlâna'nın 751. Vuslat Yıldönümü. Her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında Mevlana anılmaktadır. Anmaların manevi ikliminde, Mevlâna'nın hoşgörü ve aşk dolu öğretilerini hissederek vuslatın huzur veren çağrısına kulak verilmektedir. Mevlana; nasihatleri, özlü sözleri ve ibret alınacak hikayeleri ile de bilinir. Hazret-i Mevlânâ hikmetli bir nasihatinde şöyle  buyuruyor: “Ey Hak yolcusu! Gerçeği öğrenmek istiyorsan; Mûsâ da, Firavun da ölmediler; bugün senin içinde yaşıyorlar, senin varlığına gizlenmişler, senin gönlünde savaşlarına devam ediyorlar! Bu sebeple birbirine düşman bu iki kişiyi kendinde araman gerekir!” “Put kırmak kolaydır, hem de pek kolay. (Bir baltayla toz duman edebilirsin.) Fakat nefs putunu kırmayı kolay sanmak, cehâlettir, cehâlet! (Zira o, hileleri ile bir tilki misâli kendini gizler de kıracağın nefs putunu göremezsin! “Ey kardeş, bedenin, kemik ve etten ibâret. Bu, hayvanlarda da aynı. Fakat sen, tefekkür ile hayat bulmalısın. Eğer tefekkürün gül ise, sen gül bahçesindesin. Yani dünya cennetindesin. Tefekkürün diken ise, külhan kütüğüsün. Mevlana'nın Rasûlullâh Efendimiz’e duyduğu derin muhabbetini ifade eden, son derece içli ve yanık bir de naatı vardır: Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasûlâllah Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Rasûlâllah Ezel bezminde bir dinmez figandım yâ Rasûlâllah Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Rasûlâllah… İNSAN ARIYORUM! Yine Mevlânâ Hazretleri, böyle gönülleri terbiye eden, ilâhî aşk ile kavrulan bir insan-ı kâmilin arayışı içinde olmuştur. Bu kâmil insan, ideal insan, toplumu îkaz ve irşâd edecek keyfiyetli insanın hasretiyle alâkalı olarak şöyle bir kıssa nakleder: -“Bir gece vaktiydi. Evimden dışarı çıktım. Kırlarda geziyordum. Bir adamcağızın elinde fenerle dolaştığını gördüm: –Bu gece karanlığında ne arıyorsun? diye sordum. Adam: –İnsan arıyorum, diye cevap verdi. Ona dedim ki: –Yazık! Boşuna yoruluyorsun... Ben yurdumu terk ettim de yine onu bulamadım. Git evine… Yat, rahatına bak. Nâfile arıyorsun, onu hiçbir yerde bulamayacaksın! Adamcağız acı acı baktı: -Bulamayacağımı ben de biliyorum. Ama yine de aramaktan zevk alıyorum! Onun hasreti bile bana zevk veriyor. dedi. Demek ki aslâ yeis yok!.. Hasretinde ve arayışında dahî lezzet bulmak var... Mevlânâ Hazretleri, belki burada Şems-i Tebrizî’yi de kastetmiş olabilir. Çünkü Şems’i bir ara kaybetti. Büyük bir hicran yaşadı. Sonra tamamen kaybetti, hep onun hasretiyle yaşadı. Derdini anlayacak, gönlündeki sır ve hikmetleri paylaşacak bir insan arayıp durdu.
Ekleme Tarihi: 17 Aralık 2024 - Salı

İNSAN ARIYORUM

İNSAN ARIYORUM

Bugün 17 Aralık.

Mevlâna'nın 751. Vuslat Yıldönümü.

Her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında Mevlana anılmaktadır.

Anmaların manevi ikliminde, Mevlâna'nın hoşgörü ve aşk dolu öğretilerini hissederek vuslatın huzur veren çağrısına kulak verilmektedir.

Mevlana; nasihatleri, özlü sözleri ve ibret alınacak hikayeleri ile de bilinir.

Hazret-i Mevlânâ hikmetli bir nasihatinde şöyle  buyuruyor:

“Ey Hak yolcusu! Gerçeği öğrenmek istiyorsan; Mûsâ da, Firavun da ölmediler; bugün senin içinde yaşıyorlar, senin varlığına gizlenmişler, senin gönlünde savaşlarına devam ediyorlar! Bu sebeple birbirine düşman bu iki kişiyi kendinde araman gerekir!”

“Put kırmak kolaydır, hem de pek kolay. (Bir baltayla toz duman edebilirsin.)

Fakat nefs putunu kırmayı kolay sanmak, cehâlettir, cehâlet! (Zira o, hileleri ile bir tilki misâli kendini gizler de kıracağın nefs putunu göremezsin!

“Ey kardeş, bedenin, kemik ve etten ibâret. Bu, hayvanlarda da aynı. Fakat sen, tefekkür ile hayat bulmalısın. Eğer tefekkürün gül ise, sen gül bahçesindesin. Yani dünya cennetindesin. Tefekkürün diken ise, külhan kütüğüsün.

Mevlana'nın Rasûlullâh Efendimiz’e duyduğu derin muhabbetini ifade eden, son derece içli ve yanık bir de naatı vardır:

Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasûlâllah

Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Rasûlâllah

Ezel bezminde bir dinmez figandım yâ Rasûlâllah

Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Rasûlâllah…

İNSAN ARIYORUM!

Yine Mevlânâ Hazretleri, böyle gönülleri terbiye eden, ilâhî aşk ile kavrulan bir insan-ı kâmilin arayışı içinde olmuştur. Bu kâmil insan, ideal insan, toplumu îkaz ve irşâd edecek keyfiyetli insanın hasretiyle alâkalı olarak şöyle bir kıssa nakleder:

-“Bir gece vaktiydi. Evimden dışarı çıktım. Kırlarda geziyordum. Bir adamcağızın elinde fenerle dolaştığını gördüm:

–Bu gece karanlığında ne arıyorsun? diye sordum.

Adam:

–İnsan arıyorum, diye cevap verdi.

Ona dedim ki:

–Yazık! Boşuna yoruluyorsun... Ben yurdumu terk ettim de yine onu bulamadım. Git evine… Yat, rahatına bak. Nâfile arıyorsun, onu hiçbir yerde bulamayacaksın!

Adamcağız acı acı baktı:

-Bulamayacağımı ben de biliyorum. Ama yine de aramaktan zevk alıyorum! Onun hasreti bile bana zevk veriyor. dedi.

Demek ki aslâ yeis yok!.. Hasretinde ve arayışında dahî lezzet bulmak var...

Mevlânâ Hazretleri, belki burada Şems-i Tebrizî’yi de kastetmiş olabilir. Çünkü Şems’i bir ara kaybetti. Büyük bir hicran yaşadı. Sonra tamamen kaybetti, hep onun hasretiyle yaşadı. Derdini anlayacak, gönlündeki sır ve hikmetleri paylaşacak bir insan arayıp durdu.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.