Dün 8 Mart Kadınlar Günüydü.
Böyle özel günleri dünyada en çok hak eden, onurumuz ve gururumuz elleri milyon kere öpülesi Türk kadınlarıdır.
Milli mücadeleye kanıyla, canıyla katılan kadın kahramanların her birinin ayrı bir destansı mücadelesi vardır.Kurtuluş Savaşı'nın her cephesinde yer alan kahraman kadınlarımızı en başta Erzurumlu Nenen Hatun olmak üzere bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Türk kadını; vefakar, cefakar, sevgi ve şefkat dolu annelik meziyetlerinin yanında vatan sevgisiyle doğmuş, yetişmiş ve gözünü kırpmadan vatanı için canını feda etmiştir.
Bu coğrafyayı vatan yapan asil insanlardır, sevgili analarımızdır.
Türk tarihinin şanlı sayfalarında adı abideleşmiş bu kahraman kadınlarımızdan, efsaneleşen destanlarından çokça bahsedebiliriz.
Bu topraklar hakkını. hukukunu bilen, yeri gelince darda kalınca da bu vatana al kanını karıştıran kahraman annelerle doludur.
Bu topraklar ana doludur.
Ben üniversiteyi Erzurum'da okudum.
Erzurum'a gitmeden Nenen Hatun'un kahramanlığını kitaplardan çok okumuştum.
Gözümde çok büyümüş, devleşmişti.
Bir Türk'ün cihana bedel olduğunu ispatlayan bir Ana vardı hayalimde.
Erzurum'a varınca ilk işim o destanın yazıldığı Aziziye Tabyası'na gitmek ve Aziziye kahramanlarını anmak, fatihalar göndermek oldu.
Hala Aziziye Tabyası'nın taşlarında Nene Hatun ve aziz şehitlerimizin kanları durmaktadır.
Nene Hatun, 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunmasına 20 yaşlarında genç bir kızken katılmış.
Moskof askerinin Aziziye Tabyası'nı kuşatması üzerine silâhı olan silâhını, olmayanlar; balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya hücum etmiş.
Bu insanlar arasında Nene Hatun'da vardır.
Nene Hatun'un ağabeyi bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermesine rağmen üç aylık bebeğini emzirerek;
-"Seni bana Allah verdi. Ben de O'na emânet ediyorum." Diyerek vedâlaştıktan sonra birkaç saat önce ölen ağabeyinin kasaturasını alarak Tabya savunmasına koşar.
Boğaz boğaza bir savaş olur.
Mükemmel silâhlarla donanmış Moskof ordusu, baltalı - tırpanlı, taşlı - sopalı Erzurum halkı karşısında dayanamaz. Tabya Moskof'tan alınır ama bedeli 1000 şehit olur.
Nene Hâtun da bu savaşta yaralanır.
Mücadelesi bitmez.
Erzurum'un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaşır.
Nene Hatun bir bayrak olur.
Diğer kahraman kadınlarımız da ardından bu bayrağı yere düşürmediler.
Bu bayrak kadın kahramanları da bir hatırlayıp, onlara da fatihalar gönderiyoruz.
Kurtuluş Savaşı'nda İnebolu'da bulunan cephaneleri Ankara'ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısıyla yer alan Kastamanolu Şerife bacı.
1919′da Sultanahmet Meydanı'ndaki mitingde halkı işgallere karşı uyandırmak için yaptığı etkili konuşma ile tanınan Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar).
Kurtuluş Savaşı'na giderken erkek kılığına giren Kastamonulu Halime Çavuş.
Adanalı Tayyar Rahmiye, Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Binbaşı Ayşe Gazi Ayşe Altıntaş, Nezahat Onbaşı.
Dünya durdukça 8 Mart Kadınlar Günü'nü ; kadınlarımıza gerçek değeri vererek, şiddetten, baskıdan, sefaletten, yoksulluktan uzak mutlu bir ortam sağlayarak, aynı zamanda bu coğrafyayı vatan kahramanlarımızı anarak, aziz hatıralarını yaşayarak ve yaşatarak kutlamamız dileğiyle..
MİLLİ MÜCADELEDE BAYRAK KADINLAR
Dün 8 Mart Kadınlar Günüydü.
Böyle özel günleri dünyada en çok hak eden, onurumuz ve gururumuz elleri milyon kere öpülesi Türk kadınlarıdır.
Milli mücadeleye kanıyla, canıyla katılan kadın kahramanların her birinin ayrı bir destansı mücadelesi vardır.Kurtuluş Savaşı'nın her cephesinde yer alan kahraman kadınlarımızı en başta Erzurumlu Nenen Hatun olmak üzere bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Türk kadını; vefakar, cefakar, sevgi ve şefkat dolu annelik meziyetlerinin yanında vatan sevgisiyle doğmuş, yetişmiş ve gözünü kırpmadan vatanı için canını feda etmiştir.
Bu coğrafyayı vatan yapan asil insanlardır, sevgili analarımızdır.
Türk tarihinin şanlı sayfalarında adı abideleşmiş bu kahraman kadınlarımızdan, efsaneleşen destanlarından çokça bahsedebiliriz.
Bu topraklar hakkını. hukukunu bilen, yeri gelince darda kalınca da bu vatana al kanını karıştıran kahraman annelerle doludur.
Bu topraklar ana doludur.
Ben üniversiteyi Erzurum'da okudum.
Erzurum'a gitmeden Nenen Hatun'un kahramanlığını kitaplardan çok okumuştum.
Gözümde çok büyümüş, devleşmişti.
Bir Türk'ün cihana bedel olduğunu ispatlayan bir Ana vardı hayalimde.
Erzurum'a varınca ilk işim o destanın yazıldığı Aziziye Tabyası'na gitmek ve Aziziye kahramanlarını anmak, fatihalar göndermek oldu.
Hala Aziziye Tabyası'nın taşlarında Nene Hatun ve aziz şehitlerimizin kanları durmaktadır.
Nene Hatun, 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunmasına 20 yaşlarında genç bir kızken katılmış.
Moskof askerinin Aziziye Tabyası'nı kuşatması üzerine silâhı olan silâhını, olmayanlar; balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya hücum etmiş.
Bu insanlar arasında Nene Hatun'da vardır.
Nene Hatun'un ağabeyi bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermesine rağmen üç aylık bebeğini emzirerek;
-"Seni bana Allah verdi. Ben de O'na emânet ediyorum." Diyerek vedâlaştıktan sonra birkaç saat önce ölen ağabeyinin kasaturasını alarak Tabya savunmasına koşar.
Boğaz boğaza bir savaş olur.
Mükemmel silâhlarla donanmış Moskof ordusu, baltalı - tırpanlı, taşlı - sopalı Erzurum halkı karşısında dayanamaz. Tabya Moskof'tan alınır ama bedeli 1000 şehit olur.
Nene Hâtun da bu savaşta yaralanır.
Mücadelesi bitmez.
Erzurum'un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaşır.
Nene Hatun bir bayrak olur.
Diğer kahraman kadınlarımız da ardından bu bayrağı yere düşürmediler.
Bu bayrak kadın kahramanları da bir hatırlayıp, onlara da fatihalar gönderiyoruz.
Kurtuluş Savaşı'nda İnebolu'da bulunan cephaneleri Ankara'ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısıyla yer alan Kastamanolu Şerife bacı.
1919′da Sultanahmet Meydanı'ndaki mitingde halkı işgallere karşı uyandırmak için yaptığı etkili konuşma ile tanınan Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar).
Kurtuluş Savaşı'na giderken erkek kılığına giren Kastamonulu Halime Çavuş.
Adanalı Tayyar Rahmiye, Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Binbaşı Ayşe Gazi Ayşe Altıntaş, Nezahat Onbaşı.
Dünya durdukça 8 Mart Kadınlar Günü'nü ; kadınlarımıza gerçek değeri vererek, şiddetten, baskıdan, sefaletten, yoksulluktan uzak mutlu bir ortam sağlayarak, aynı zamanda bu coğrafyayı vatan kahramanlarımızı anarak, aziz hatıralarını yaşayarak ve yaşatarak kutlamamız dileğiyle..
Ekleme
Tarihi: 09 Mart 2021 - Salı
MİLLİ MÜCADELEDE BAYRAK KADINLAR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.