Halit Yılmaz
Köşe Yazarı
Halit Yılmaz
 

NEREDE O ESKİ KIŞLAR

Kış geldiği zaman en büyük derdimiz kombilerin bakımlarını yaptırdık mı, kalorifer basıncını kontrol ettirdik mi, bu sene doğalgaz faturası ile nasıl baş edebiliriz, ev ısınacak mı, izolasyonu iyi mi diyerek bir kışı geçiyoruz. Oysa ki; eski kış günleri böyle mi geçerdi. Kış insanların birbirine yaklaştığı, akşamları komşu ziyaretlerinin bol olduğu, köy odalarında bulunan sobalar sabah erkenden yakılır, gece geç saatlere kadar yanardı. Köyün yaşlıları odanın baş köşesinde oturur, onlar konuşur odadaki diğer kişiler ise onları can kulağı ile dinlerdi. Eski köy odalarının köşesinde gusülhane bulunurdu. Gusülhane nedir diyecek olursanız. Geleneksel Türk evinin odalarında, su dökünmek ya da abdesti almak için yapılan bölmeye verilen addır. Sohbetler gece geç saatlere kadar sürer, odada bulunan en küçük kişi diğerlerine hizmet ederdi. Kış; sert ve soğuk geçerdi. Evin annesi gider küçük gaz lambalarını yakar. Gaz lambasının kokusu tüm evi sarardı. Bir göz odada bulunan makat ve yerlere yataklar yapılır, gaz lambasının sönmesiyle birlikte bu kez sobanın çıtırtıları ve tavana vuran o kırmızı ışığı ile uyumaya çalışırdık. Sabah erkenden ev halkı kalkar. Evin işleri görülür. Baba eğer varsa inek ve koyunların yemlerini ve sularını verir. Ardından ev halkı hep birlikte aynı sofraya oturur, baba “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek kahvaltıya başlar, ardından diğer ev halkıda devam ederdi. Anne ev işlerine bakar, baba ise evdeki işlerini bitirir köy odasının yolunu tutardı. Çocuklar ise kızaklarını alır. Eğer kızak yoksa, sert torba içerisine saman basar onunla kızak kaymaya giderdi. Köyün en yüksek tepesini mesken tutan çocuklar kızak kaymak için birbirleriyle yarışırlardı. Köyün metruk evlerinin altına köy çocukları misket oynamaktan geri durmazlardı. Oyun biter ardından tüm köy çocuklarının kar topu savaşına seyirci olurdunuz. Annelerinin yedirdiği sabah kahvaltısı ile evden çıkan çocuklar, akşam hava kararmaya eve gelirlerdi. Diz kapaklara kadar ıslanmış pantolonlar çıkartılır, sobanın yanı başına serilerek kurutulurdu.    Sabah oyun oynamaktan geri durmayan çocuklar, bu kez gece dışarıya çıkar lapa lapa yağan karın altında kar adam yapmaya çalışırlardı.    Yeni nesil için kış; cam arkasından karı izlemek, kar tutarsa aşağı inip tek başına kardan adam yapmak oldu. Eski kışlarda olduğu gibi mahalledeki bütün çocukları kar topu savaşı yaparken görmek artık imkansız bir hal aldı diyerek kalın sağlıcakla diyorum.
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2021 - Salı

NEREDE O ESKİ KIŞLAR

Kış geldiği zaman en büyük derdimiz kombilerin bakımlarını yaptırdık mı, kalorifer basıncını kontrol ettirdik mi, bu sene doğalgaz faturası ile nasıl baş edebiliriz, ev ısınacak mı, izolasyonu iyi mi diyerek bir kışı geçiyoruz.

Oysa ki; eski kış günleri böyle mi geçerdi. Kış insanların birbirine yaklaştığı, akşamları komşu ziyaretlerinin bol olduğu, köy odalarında bulunan sobalar sabah erkenden yakılır, gece geç saatlere kadar yanardı. Köyün yaşlıları odanın baş köşesinde oturur, onlar konuşur odadaki diğer kişiler ise onları can kulağı ile dinlerdi.

Eski köy odalarının köşesinde gusülhane bulunurdu. Gusülhane nedir diyecek olursanız. Geleneksel Türk evinin odalarında, su dökünmek ya da abdesti almak için yapılan bölmeye verilen addır. Sohbetler gece geç saatlere kadar sürer, odada bulunan en küçük kişi diğerlerine hizmet ederdi.

Kış; sert ve soğuk geçerdi. Evin annesi gider küçük gaz lambalarını yakar. Gaz lambasının kokusu tüm evi sarardı. Bir göz odada bulunan makat ve yerlere yataklar yapılır, gaz lambasının sönmesiyle birlikte bu kez sobanın çıtırtıları ve tavana vuran o kırmızı ışığı ile uyumaya çalışırdık.

Sabah erkenden ev halkı kalkar. Evin işleri görülür. Baba eğer varsa inek ve koyunların yemlerini ve sularını verir. Ardından ev halkı hep birlikte aynı sofraya oturur, baba “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek kahvaltıya başlar, ardından diğer ev halkıda devam ederdi.

Anne ev işlerine bakar, baba ise evdeki işlerini bitirir köy odasının yolunu tutardı. Çocuklar ise kızaklarını alır. Eğer kızak yoksa, sert torba içerisine saman basar onunla kızak kaymaya giderdi. Köyün en yüksek tepesini mesken tutan çocuklar kızak kaymak için birbirleriyle yarışırlardı.

Köyün metruk evlerinin altına köy çocukları misket oynamaktan geri durmazlardı. Oyun biter ardından tüm köy çocuklarının kar topu savaşına seyirci olurdunuz.

Annelerinin yedirdiği sabah kahvaltısı ile evden çıkan çocuklar, akşam hava kararmaya eve gelirlerdi. Diz kapaklara kadar ıslanmış pantolonlar çıkartılır, sobanın yanı başına serilerek kurutulurdu.   

Sabah oyun oynamaktan geri durmayan çocuklar, bu kez gece dışarıya çıkar lapa lapa yağan karın altında kar adam yapmaya çalışırlardı.   

Yeni nesil için kış; cam arkasından karı izlemek, kar tutarsa aşağı inip tek başına kardan adam yapmak oldu. Eski kışlarda olduğu gibi mahalledeki bütün çocukları kar topu savaşı yaparken görmek artık imkansız bir hal aldı diyerek kalın sağlıcakla diyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.