Pınar dediysem; Kahraman pınarı, hava pınarı, İsmala’nın çeşmeyle kıyaslayamazsınız… Yaş-ı elliye atmışa dayanan Sorgunlu, yukarda belirttiğimiz pınarlardan kana kana su içmişler, mallarını sulamışlar, hanımlarda halı, yün yıkamışlardır. Yozgat yolunda Bektaşlar’ın benzinliğinin orda ki Çift Lüleli Pınar çok sonraları yapılmıştır… Çömçe Pınarı kışın dumanı eksik olmayan bağların alt yamacında gelin gibi süzülür… Turnalar, keklikler bilcümle kuş sürüsü su içmeye inerler… Danişmend yolu cılgadır, topraktır ordan geçen köylü kentli çömçede soluklanıp el yüz yıkar kana kana sularını içerler… Çömçe nazlıdır! Bazen şarıl şarıl bazende çır çır akar… Üst yamacında bağlar yer alır. Güzün bağ bozomunda Sorgunlu azık açıp sohbete koyulurlar aha orda kimler azık açmamıştır ki? Dili bitiğin Memiş, Yemenler’in Ali, Cemalka’nın Memmet, Dağlı’nın Hasan, Kedi Ahmet, Fettahlar’ın Rıza, Mıhtatlar’ın Osman, Gıdak emmi, Çap Celal, Dotni’nin Osman, Gara Durak, Feriza’nın Möhreli, Etabağ’ın Halit, Cilibiş, Rauf Yücel say saya bildiğince…
Ak bulutlar önce Çömçe Pınarının üstüne salkım saçak ağar, kara yel-in vurmasıyla çatak yazlağa doğru akıp giderler…
X X X
Kınalıdır kekliğimin kanadı
Doyumsuz güzeldir yaz-ı baharı
Meleşir gider kuzusu davarı
Sütünden alında gelin turnalar
X X X
Üç tepe gırgıyı duman sarmadan
Zifiri kara bulutlar ağmadan
Lülesiz çömçe pınarı donmadan
Suyundan alında gelin turnalar