DÜNYA SANAT GÜNÜ
YAHYA AKSOY
"Fikirler ve devrimler sanatla yayılır."Atatürk
UNESCO Leonardo da Vinci'nin doğum günü 15 Nisan'ı 'Dünya Sanat Günü' olarak kutluyor. Sanat dokunduğu her yere hayat, bize zorluklara karşı direnme gücü veriyor. Perdeler yine açılacak, salonlar dolacak.
"İlim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder."İbn-i Sina(980-1037)
Kültür," Toplumsal yaşam süreci içinde yaratılan ve bir topluma niteliklerini veren maddi ve manevi değerler bütünü" olarak tanımlanmakta.
Sanat, " Bir duygunun, bir düşüncenin,bir tasarının, bir olayın yada güzelliğin beceri ve düş gücüyle anlatımına dayanan yaratıcı insan etkinliği " olarak ifade edilmekte.
T.C. ANAYASASI ,Devletin Temel Amaç ve Görevleri:
Madde 5-Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü,ülkenin bölünmezliğini,Cumhuriyet ve demokrasiyi korumak , kişilerin ve toplumun refah, huzur, mutluluğunu sağlamak,kişinin temel hak ve hürriyetlerini,sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya,insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Madde 25- Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Madde 27- Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme,açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Düşünce,tasarım,beceri, düş gücü özgürce etkinliğini gösterdikçe, sanat ve sanat ürünü özgün olmaya devem eder.Sanatçı her türlü baskı, tehdit, yönlendirme,korku ve baskıdan uzak oldukça üretilen eser zirveye tırmanır. Bu durum esere yansır ve özgün eser olarak sanat tarihinde yerini alır.
İnsanın, toplumsal varlık olarak , toplumla birlikte kendini yeniden üretme ve varlığının bilincine varma sürecinde, zihinsel olarak ürettiklerinin bütünü olan kültür, işlevselliği açıdan maddi ve manevi kültür olarak değerlendirilmektedir.
Kültürde ağırlık sanatta olup, sanatı içermeyen bir kültür düşünülemez.Kültürel kalkınma olmadan ekonomik kalkınma olamaz,kalkınmanın temeli, kültürel kalkınmadır.
Demokrasilerde sanatçı- sanat eseri-toplum-iktidar ilişkilerinde, sanatçının birey olarak ifade özgürlüğünün, yaratma eyleminin, kitleyle buluşma olanağının önü açılmalıdır.
Yüzlerce tanımı yapılan kültürün, anlatılması için sözcükler, yazılar,kitaplar yetersiz kalmaktadır. Ucu açık , sonsuz, insanlıkla özdeş, tarihsel derinlikleri ve genişliği olan uygarlıklar simgesi kültür ve sanat , insanlık tarihinin temel taşıdır. Atatürk'ün " muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak için, " zaman ölçüsü , geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir" diyerek, dünya ulusları ve ulusumuz için izlediği tutum ve uygulamaları , tüm dünyada barış, güven , özgürlük ,adalet, huzur ve hoşgörü alanlarında evrensel bir lider olarak ilham kaynağı olmuştur.
Her insan kendi kültürünün ürünüdür. Bu niteliklerle insanlık içinde yerini alır. Kültürün ana kaynağı olan sanat, bireyin ve toplumun kimliği, kişiliği, benliği ve değerler bütünü oluşturan temel unsur olarak, demokraside öne çıkmakta , öncelik kazanmakta ve devlet- sanat ilişkisi önem kazanmaktadır.
Sanat, genel niteliği ve öz anlamıyla duyguların yansıtılmasıdır. Tarihçi Enver Ziya Karal’ın ifade ettiği gibi:”İnsanın siyasal duygu ve düşüncelerinin yapıtı devlet, uygar duyguların yapıtı ise sanattır.Bu nedenle sanat,insanlık tarihi kadar eski ve köklüdür. Sanat ve özgürlük birbirine paralel yürüyen iki kavramdır. Özgürlük”Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir” diyen Atatürk’ün temel karakteridir.Hümanist niteliği, onu yüce sanatçı yapmakta ve evrenselleştirmektedir.”
Kültür temeli üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün dediği gibi:"Milletimizi,gerçek özellikleriyle uygar ve ileri olmaya" taşıyarak çağdaş uygarlık üzerine çıkaracak bilim,kültür,tarih, sanat, sanayi,eğitim, spor gibi hayatın bütün alanlarda sonsuza dek yücelerek ilerleyecektir.
"Güzel sanatlar, insan topluluklarının yüksek niteliğini belirlemekte çok büyük önem taşır.Bu yüksek değer,yüksek incelik,beceri,ince yetenek, ve işte bunların hepsini yapabilmek,sanatkârlığın birleşmiş ifadesidir."
Türk sanatının ancak Türk kültürü ile gelişeceğine ve kültür izi bırakmayan milletlerin en nihayet yalnız adlarının kalacağına inanan Atatürk, "Güzel sanatların her dalı için,kamutay'ın göstereceği ilgi ve emek,milletin insanca ve uygar yaşamı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir,"demiştir.
Toplum ile sanat arasında bulunan çok yakın ilişki, toplumun kimliğini kişiliğini,benliğini,umudunu, yaşam felsefesini ve tarihini oluşturur.