Yahya Aksoy
Köşe Yazarı
Yahya Aksoy
f
 

TOPLUMSAL PROJELERİN ÖNEMİ-1

Milletin temeli ailedir.Ailelerin  eğitimi, sağlığı,  iş ve meslek yaşamı ile kalkınması  toplumun kalkınması  ve gelişmesi  demektir. Bunun sonucu gelişmiş ülkeyi yaratır. Ulusal gelir yükseldikçe bireylere düşen paylar da artar.Geçim standardı yükselir. Önemli olan deengeli adil paylaşımdır. Kalkınmanın temeli kültürel gelişmeyle güçlenir. Toplum geleceğe verimli olarak ilerler. Bu alanda kamumlarına  ve özel kuruluşlara büyük sorumluluklar düşmektedir. İnsanlar kendi çevrelerinin ürünüdür.Kalkınmış ve gelişmiş çevreyi ve toplumu birlikte yaratan ülkelerdfe eğitilmiş, bilgi ve teknoloji ile donatılmış,projeler üreten ve uygulama alanına koyarak başarı ile sonuçlandıran  insan gücü en büyük lokomotif görevi yapar. Ulusal güven ve umudu artırır. "İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın" söylemi  geniş tabanlı, anlamlı ve içeriği olan tarihi bir  kavramdır. Birey, aile,toplum,ülke ve ulus kavramları bir bütündür. Yerel kalkınmanın projeleri üzerinde çalışması için kurulan "Ajanslar" ile ulusal kaınma ajansları, planlama kuruluşları, kamu kuruluşlalrı ve üniversitelerin araştırma enstitüleri bu alanda yaygın ve etkin çalışmalarını koordineli bir şekilde  yürüterek verimli sonuçlar yaratmalılar. Yerel yönetimlere ve il iidare yönetimlerine de önemli görevler düşmekte. Yıllar önce toplumun sosyal ve ekonomik gelişmişliğine katkı sayğlayacak önemli projeler yeterli destek görmediği için battılar. Bunlardan en önemlisi Çandır ayçiçeği yağı üretim yatırımı ve Boğazlıyan tarımsal gelişimine katkı verecek “ cips üretim” tesisi…. Bunlar yurt genelinde yaygın,saymakla bitmez tesislerdi.  Bir zamanlar ülke ve toplum gereksinimlerinden doğan “Devlet Planlama Teşkilatı”  kapatıldı. Yatırımlar toplumsal ihtiyaçlara ve ülke ekonomisine göre  yapılırsa verimli olmakta, kişisel ve siyasi tercihlere  yapılırsa bir süre sonra kendi haline bırakılmaktadır. Kaybolan zaman, boşa giden kaynaklar ve sönen ümitler. Kaybeden ülke olmakta…Bu acı tecrübelerden günümüzde yararlanılmadığı da  işin başka bir yönü. Yönetimler değiştikçe yatırımlar da haklı olarak değişmekte. Yeni eserlere başlarken eskiler kendi haline terk edilmekte. Kaybeden ülke ekonomisi ve halk olmakta… Kültürün temelini oluşturan gelenek ve göreneklerimiz içinde çok anlamlı ve önemli bir yer tutan İMECE, büyük bir ihtiyaçtan doğmuştur. Halkın  yaşam içerisinde kendi kendine yarattığı bir sosyal anlayıştır. "Bir elin nesi var iki elin sesi var" söyleminde anlatılan karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ile birlikte iş görme anlayışı  ve ehlakı esas alan   “ahilik” anlayışı yıllardır Anadolu'muzda hakim olmuştur.  Bir zamanlar kırsal kesimde yaşayan halkımızın temel uğraşıları arasında yer alan toprağı işlemek, mevsiminde hasadı  toplamak ve yerlerine koymak,yazlık ve kışlık hazırlıkları yapmak gibi çok yönlü ve çeşitli olan işleri tek naşına yada iki kişi ile yapmak zordu. Birden çok işte birden çok kişinin yardımlaşarak,koordineli bir şekilde çalışması gerekmekteydi.  "Komşu komşuya muhtaçtı" ve bir araya gelerek sırayla herkesin işini yapmak gerekiyordu. hayatı kolaylaştırmak zamanı ve işleri mevsim şartları kötüleşmeden tamamlamak için imece bir zorunluluktu.
Ekleme Tarihi: 15 Haziran 2022 - Çarşamba

TOPLUMSAL PROJELERİN ÖNEMİ-1

Milletin temeli ailedir.Ailelerin  eğitimi, sağlığı,  iş ve meslek yaşamı ile kalkınması  toplumun kalkınması  ve gelişmesi  demektir. Bunun sonucu gelişmiş ülkeyi yaratır. Ulusal gelir yükseldikçe bireylere düşen paylar da artar.Geçim standardı yükselir. Önemli olan deengeli adil paylaşımdır.
Kalkınmanın temeli kültürel gelişmeyle güçlenir. Toplum geleceğe verimli olarak ilerler. Bu alanda kamumlarına  ve özel kuruluşlara büyük sorumluluklar düşmektedir. İnsanlar kendi çevrelerinin ürünüdür.Kalkınmış ve gelişmiş çevreyi ve toplumu birlikte yaratan ülkelerdfe eğitilmiş, bilgi ve teknoloji ile donatılmış,projeler üreten ve uygulama alanına koyarak başarı ile sonuçlandıran  insan gücü en büyük lokomotif görevi yapar. Ulusal güven ve umudu artırır. "İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın" söylemi  geniş tabanlı, anlamlı ve içeriği olan tarihi bir  kavramdır. Birey, aile,toplum,ülke ve ulus kavramları bir bütündür.
Yerel kalkınmanın projeleri üzerinde çalışması için kurulan "Ajanslar" ile ulusal kaınma ajansları, planlama kuruluşları, kamu kuruluşlalrı ve üniversitelerin araştırma enstitüleri bu alanda yaygın ve etkin çalışmalarını koordineli bir şekilde  yürüterek verimli sonuçlar yaratmalılar. Yerel yönetimlere ve il iidare yönetimlerine de önemli görevler düşmekte.
Yıllar önce toplumun sosyal ve ekonomik gelişmişliğine katkı sayğlayacak önemli projeler yeterli destek görmediği için battılar. Bunlardan en önemlisi Çandır ayçiçeği yağı üretim yatırımı ve Boğazlıyan tarımsal gelişimine katkı verecek “ cips üretim” tesisi…. Bunlar yurt genelinde yaygın,saymakla bitmez tesislerdi.
 Bir zamanlar ülke ve toplum gereksinimlerinden doğan “Devlet Planlama Teşkilatı”  kapatıldı. Yatırımlar toplumsal ihtiyaçlara ve ülke ekonomisine göre  yapılırsa verimli olmakta, kişisel ve siyasi tercihlere  yapılırsa bir süre sonra kendi haline bırakılmaktadır. Kaybolan zaman, boşa giden kaynaklar ve sönen ümitler. Kaybeden ülke olmakta…Bu acı tecrübelerden günümüzde yararlanılmadığı da  işin başka bir yönü. Yönetimler değiştikçe yatırımlar da haklı olarak değişmekte. Yeni eserlere başlarken eskiler kendi haline terk edilmekte. Kaybeden ülke ekonomisi ve halk olmakta…
Kültürün temelini oluşturan gelenek ve göreneklerimiz içinde çok anlamlı ve önemli bir yer tutan İMECE, büyük bir ihtiyaçtan doğmuştur. Halkın  yaşam içerisinde kendi kendine yarattığı bir sosyal anlayıştır.
"Bir elin nesi var iki elin sesi var" söyleminde anlatılan karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ile birlikte iş görme anlayışı  ve ehlakı esas alan   “ahilik” anlayışı yıllardır Anadolu'muzda hakim olmuştur. 
Bir zamanlar kırsal kesimde yaşayan halkımızın temel uğraşıları arasında yer alan toprağı işlemek, mevsiminde hasadı  toplamak ve yerlerine koymak,yazlık ve kışlık hazırlıkları yapmak gibi çok yönlü ve çeşitli olan işleri tek naşına yada iki kişi ile yapmak zordu. Birden çok işte birden çok kişinin yardımlaşarak,koordineli bir şekilde çalışması gerekmekteydi. 
"Komşu komşuya muhtaçtı" ve bir araya gelerek sırayla herkesin işini yapmak gerekiyordu. hayatı kolaylaştırmak zamanı ve işleri mevsim şartları kötüleşmeden tamamlamak için imece bir zorunluluktu.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.