Yahya Aksoy
Köşe Yazarı
Yahya Aksoy
f
 

HAYAT BİR TÜRKÜDÜR

HAYAT BİR TÜRKÜDÜR Yahya Aksoy ‘İpek Yolu Halk Türküleri’ araştırması için 1992 yılı Aralık ayında  gittiğimiz Doğu Türkistan’ da  (ÇHC-Sincan Uygur Özerk Bölgesi ) çok değerli bilgi  belgeleri  Kültür Bakanlığı arşivine kazandırmanın yanında,  Türk kültürünün öz kaynaklarına ulaşmanın heyecan ve mutluluğunu da taşımaktayım. Uygur halk sözlerinde ,’Dilin süsü sözdür, yüzün süsü gözdür’ denilmektedir. Yozgat İli, Boğazlıyan İlçesi, Yazıçepni  Köyü’ nün baba dostu  değerli insanları  Hacı Osman ve Fevzi Yılmaz’ dan dinlediğim, ‘Dilim seni dilim dilim yerim’  halk sözü,  anayurttan anayurda kültür bağı kurmaktadır. Ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’ nın  ‘Dil Atası’ dediği  Kaşgarlı Mahmut,  yaşadığı bölgede, zamanına ait  Türk halk kültürünün  eşsiz değerde bilgilerini  ‘Divan-ıLügati-Türk’  adlı eserinde toplamıştır. Karamanoğlu Mehmet Bey ünlü buyruğunda,’Her yerde ve her zaman  Türkçe konuşulacaktır’ demiştir. Bu büyük dil ataları ve önderlerinin belirttiği  ve önemle üzerinde durdukları dil, varlığımızın temel taşıdır.  Onu korumak, geliştirmek, en büyük ulusal görevdir. Dil hayatımız, hayatımız dilimizdir.  Ne yersek ve ne söylersek  O’ yuz.  Hem yediklerimiz ve hem de söylediklerimiz  hayatımızı belirler. Yaşantımızın tüm iç ve dış ayrıntılarını, en güzel türkülerimizde buluruz. Bütün olay ve insanları  birlikte kaynaştıran  ve dillendiren  türkülerimiz, yaşam öykülerimizdir. Kekik kokan dağlarımızı, keklik öten yazılarımızı, güzeller köşkünde yaylayan gönlümüzü, , gençlik çağlarımızı, çağlayan ırmaklarımızı, kalem kaşları,  ok gibi kirpikleri, basma fistanları, oynayan gelin-görümceyi, Kırşehir’ in güllerini, Dadaloğlu’ nun kıratını, gurbeti, sılayı, anayı, babayı, sevgiyi ve sevgiliyi, Emrah’ ı, Karacaoğlan’ ı, Pir Sultan’ ı, Aşık Veysel’ i, Mahzuni Şerif’ i,Şeref Taşlıova’ yı uçan kuşları, salınarak  mektupları geciktiren trenleri, ‘Kara Tren’ öykülerini,,postacıyı bekleyen heyecan dolu kalbi,  çatal yüreği, savrulan sonbahar yapraklarını ve gazellere dönen insan yaşamını, nice nice konuyu, olayı, oluşumu  ve gelişimi  hep ama hep türkülerde buluruz. Şairin dediği gibi,’Türküler tüter, dağ, dağ, yayla yayla  köyümüz, köylümüz memleketimiz /  Ah bu türküler, köy türküleri, altlarında imza yok ama, içlerinde yürek var..’ Hayat bir türkü, türkü de bir hayattır…
Ekleme Tarihi: 16 Mart 2023 - Perşembe

HAYAT BİR TÜRKÜDÜR

HAYAT BİR TÜRKÜDÜR

Yahya Aksoy

‘İpek Yolu Halk Türküleri’ araştırması için 1992 yılı Aralık ayında  gittiğimiz Doğu Türkistan’ da  (ÇHC-Sincan Uygur Özerk Bölgesi ) çok değerli bilgi  belgeleri  Kültür Bakanlığı arşivine kazandırmanın yanında,  Türk kültürünün öz kaynaklarına ulaşmanın heyecan ve mutluluğunu da taşımaktayım.

Uygur halk sözlerinde ,’Dilin süsü sözdür, yüzün süsü gözdür’ denilmektedir.

Yozgat İli, Boğazlıyan İlçesi, Yazıçepni  Köyü’ nün baba dostu  değerli insanları  Hacı Osman ve Fevzi Yılmaz’ dan dinlediğim, ‘Dilim seni dilim dilim yerim’  halk sözü,  anayurttan anayurda kültür bağı kurmaktadır.

Ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’ nın  ‘Dil Atası’ dediği  Kaşgarlı Mahmut,  yaşadığı bölgede, zamanına ait  Türk halk kültürünün  eşsiz değerde bilgilerini  ‘Divan-ıLügati-Türk’  adlı eserinde toplamıştır.

Karamanoğlu Mehmet Bey ünlü buyruğunda,’Her yerde ve her zaman  Türkçe konuşulacaktır’ demiştir.

Bu büyük dil ataları ve önderlerinin belirttiği  ve önemle üzerinde durdukları dil, varlığımızın temel taşıdır.  Onu korumak, geliştirmek, en büyük ulusal görevdir. Dil hayatımız, hayatımız dilimizdir.  Ne yersek ve ne söylersek  O’ yuz.  Hem yediklerimiz ve hem de söylediklerimiz  hayatımızı belirler.

Yaşantımızın tüm iç ve dış ayrıntılarını, en güzel türkülerimizde buluruz. Bütün olay ve insanları  birlikte kaynaştıran  ve dillendiren  türkülerimiz, yaşam öykülerimizdir.

Kekik kokan dağlarımızı, keklik öten yazılarımızı, güzeller köşkünde yaylayan gönlümüzü, , gençlik çağlarımızı, çağlayan ırmaklarımızı, kalem kaşları,  ok gibi kirpikleri, basma fistanları, oynayan gelin-görümceyi, Kırşehir’ in güllerini, Dadaloğlu’ nun kıratını, gurbeti, sılayı, anayı, babayı, sevgiyi ve sevgiliyi, Emrah’ ı, Karacaoğlan’ ı, Pir Sultan’ ı, Aşık Veysel’ i, Mahzuni Şerif’ i,Şeref Taşlıova’ yı uçan kuşları, salınarak  mektupları geciktiren trenleri, ‘Kara Tren’ öykülerini,,postacıyı bekleyen heyecan dolu kalbi,  çatal yüreği, savrulan sonbahar yapraklarını ve gazellere dönen insan yaşamını, nice nice konuyu, olayı, oluşumu  ve gelişimi  hep ama hep türkülerde buluruz.

Şairin dediği gibi,’Türküler tüter, dağ, dağ, yayla yayla  köyümüz, köylümüz memleketimiz /  Ah bu türküler, köy türküleri, altlarında imza yok ama, içlerinde yürek var..’

Hayat bir türkü, türkü de bir hayattır…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sorgunmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.