Yozgat’ımızın manevi şahsiyetlerinden Şeyhzade Ahmet Efendi’yi rahmetle anıyoruz. Şeyhzade Ahmet Efendi’nin Atatürk’ün Yozgat’a gelişinde yaşadığı bir hatırayı oğlu Ali Şakir Ergin’den naklen sizlerle paylaşmak istiyorum:
Ali Şakir Ergin; o zaman Karga köyünde öğretmen olan babası Şeyhzade Ahmet Efendi’den dinlediği, Atatürk ile Hafız Süleyman Efendi arasında geçen gerçek bir olayı şöyle anlatmaktadır:
Yıl 1932.
Türk ve dünya tarihinin en önemli adamlarından birisi olan Atatürk Yozgat’a geldi ve Yozgat’ta o zaman Karslıoğlu’nun konağında misafir edildi.
Sonra maarif müdürünün evvelce planladığı gibi Yozgat’taki ve Yozgat’a yakın köylerdeki öğretmenler geldi. Ataya Hoş geldin demek üzere konağa girdiler.
Bu kadarını gözümle gördüm. Şimdi orada geçen bir hadiseyi anlatacağım. Maarif müdürü, öğretmenleri okul adresleri ve isimleriyle Atatürk’e tanıtmaya başladı. Sıra, Fakıbeyli köyüne geldi.
Maarif Müdürü;
‘’ – Efendim, Fakıbeyli köyü öğretmeni Hafız Süleyman Bey.
’’ O zaman Atatürk, Hafız Süleyman’a döndü;
‘’ – Hafız mısın evladım?’’ Hafız Süleyman;
‘’ – Evet Paşam hafızım.’’Atatürk;
‘’ – O halde Kuran’dan bir Aşir oku bakalım.
’’ Hafız Süleyman o güzel sesiyle Kuran’dan bir Aşir okumuş.
Ali Şakir Ergin’in ifadesine göre babası Şeyhzade Ahmet Efendi’den duyduğu üzere Hafız Süleyman’ın okuduğu Aşir; Kıyame Suresi’ndedir.Atatürk beğenmiş;
‘’ – Pek güzel evladım. Şimdi de okuduğun Aşir’in anlamını söyle, ne diyor. Hafız Süleyman boynunu bükmüş; Hafız Süleyman Efendi bilmediğinden değil, tevazu ve ataya olana saygısından
‘’ –Efendim en hafızım, hoca değilim.’’ Der.
Atatürk üzülmüş;
Atatürk bunun üzerine tercüme ve izahı kendisi yapar..
Ve Hafız Süleyman’a dönerek şöyle der: ‘’ – Bak şimdi, okuduğun surenin mealini ben vereyim; fakat siz de sadece ezberle kalmayın. Siz bilmezseniz, başkaları size başka başka şeyler anlatır. Din adına sizi kandırırlar.’’