AŞIKLIK GELENEĞİNDE BADE İÇME
Bade içme ritüeli aşıklık geleneğinde pek çok anlatılır.
Anadolu âşıklık geleneğinde çeşitli sebeplerle evinden ayrılan kişi bir mezarlıkta, su yanında veya ıssız bir yerde uyuyakalır. Rüyasında Hazreti Hızır’ı veya pirleri görür. Hazreti Hızır, kahramana üç bade uzatır veya duruma göre bazı yiyecekler verir. Bunlardan birincisi Allah; ikincisi üçler, yediler, kırklar; üçüncüsü de bir güzelin aşkınadır. Kahraman üçüncü badeyi içtikten sonra günlerce baygın yatar. Daha sonra ayılır.
Ercişli Emrah, Çıldırlı Âşık Şenlik, Âşık Yaşar Reyhanî, Âşık Murat Çobanoğlu, vb. gibi âşıklara pir dolusu bade içirilmiştir.
Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Burunören köyünde yaşamış Aşık Sıtkı’da badeli aşıklardandır.
Aşık Sıtkı'yı çok yakinen tanıyan aynı tarikata bağlı Mehmet Tüysüz "Sıtkı Baba'nın badeli aşık olduğunu, hiç kimseye halini anlatamadığını, halk ve Hak aşığı olduğunu, deli divane koyun gibi meleyip gezdiğini" belirtti sohbetimizde.
Söylediği şiirlerinde bade içtiğini açıkça anlamaktayız. Oğlu Hüseyin Gök "Babasının rüyasında üç dervişan gördüğünü, nur yüzlü birisinin kendisine bir bardak dolusu bade verdiğini, bade dolu kaseyi alıp içtiğini, kendisine anlattığını, fakat aşikar herkese anlatmadığını, ancak şiirlerinde zaman zaman belirttiğini" söylemektedir.
Bir şiirinin son dörtlüğünde; rüyasında gördüğü "üç dervişan"ı açıkça söylemektedir;
Cari, yari, veli, pirim Geylani
Sıtkı kalp yoluna eder seyranı
Üç dervişan gördüm yüzü nurâni
Aç bana varayım yol Hacı Vahit
Askerliğini ve ikinci evliliğini yaptıktan sonra rüyasında bade içtiğini bir başka şiirinde şöyle anlatır:
Aşkınla nûş ettin bir bâde şerbet
Bilmedim kadrini etmedim hizmet
Halkada oturup ederken sohbet
Dudağından akar ballar seherden
Sorgun'un köylerinde imamlık yaparken gördüğü düşü başka bir şiirinde ise:
Bize himmet edin üçler yediler
Çalışırsan gelir himmet dediler
Balığın canını suya koydular
İlahi balığı gölden ayırma
Aşık Sıtkı'nın zaten açık olan kalp gözü, gönül dilinin kilidi tamamen açılır. Hu kapısından Bahr-i ummana dalar. Bu aşk ile diyar diyar gezmiş. Kimi meczup demiş, kimisi deli.
Sıtkı rüyasında bade sunanlardan birisinin Nakş-i bendi tarikatı şeyhi Evlad-ü Resulden Hacı Ahmet Baba olduğunu ifade etmektedir:
O Nakş-i bendi Ciğerim yandı Bir kadeh sundu Hac' Ahmet Baba
Bâde içtikten sonra daha derinden ve gönülden çalıp söylemeye başlamış. Hayatta saz çalmamış. Ancak onun bir mahser'i varmış, şiirlerini kaside şeklinde o mahserle söylemiş, coşmuş. Mahserle kendinden geçer, manevi olarak âşk ve heyecanı mahserden alırmış.