ÇİĞDEM SAKSIDA YETİŞMEZ
Aşık Veysel’in dediği gibi “Saksıda yetişmeyen bir çiçek vardır, o da Çiğdem’dir.”
Bozok Yaylası'nda bahar bir başka gelir yöreye.
Allı yeşilli çiçekler yanında "Sarı Çiğdem" de yürür yaylaya...
Ve baharı müjdeler.
Bu yıl da öyle oldu.
Sorgun’da bahar erken geldi, Çiğdemler çiçek açtı.
Karlar erimeye başladığında yerini sarı Sarı Çiğdemler alır.
Bu yıl da öyle oldu. Çiğdem her yerde açmaz. Ama alabildiğine verimli ve düz bir ovada kurulmuş Çiğdemli Kasabası topraklarında daha bir başka güzellikte açar çiğdem. Yörede "Çiğdem" deyince herkes "Çiğdemli" yi hatırlar. Nasıl ki çayın, fındığın vatanı Karadeniz, pamuğun ki Çukurova ise, Çiğdem'in ki de Çiğdemli'dir.
ÇİĞDEM GELDİ KAPIYA
Kasabada "Çiğdem Gezdirme" geleneği halen sürdürülmektedir. 6-12 yaş grubundaki çocuklar baharın gelişiyle birlikte ağaçtan yapılarak ucu sivriltilmiş "küsküç" denilen kazıcı deyneklerini alarak çiğdem kazmaya giderler.
İlk çiğdemi gören, eline yüzüne sürer ve sevinir. Elçim elçim çiğdem kazan çocuklar, analarının dokuduğu azık çantasına doldurarak dönerler. Büyük bir iğde dikeni veya çalı bularak, topladıkları çiğdemlerle donatırlar. Gruplar halinde birisi tencere, birisi heybe, çanta alarak çiğdem gezdirmeye başlarlar. Ev ev türküler ve çiğdem manileri söyleyerek dolaşırlar. Ev sahipleri çocuklara bulgur ve yemeklik yağ verirler. Çok verene, çocuklar çok duada, az verene az duada ve hiç vermeyene bedduada bulunurlar.
Bazen de bilmece sorarlar.
Eştim eştim kum çıktı
Kumdan minare çıktı
Bıldır ki yetim oğlan
Yine meydana çıktı
Bu bilmecenin cevabı; anlaşıldığı gibi "Çiğdem"dir. Ev sahibi doğru cevap verirse ondan bulgur ve yağ alınmaz, bağışlanır. Bilemezse iki katı alınır. Gezme esnasında çantayı boynuna takan çocuğa "Abdal" denir. Şu ezgili maniyi söyleyerek dolaşırlar:
Çiğdem çiğdem çiçecik
Ebem oğlu göçecik
Ala bulgur saçacık
Gapı gapı gezecik
Çiğdem geldi kapıya
Yağ gönderin yapıya
Yağ olmazsa bal olsun
Az verenin kızı olsun
Çok verenin oğlu olsun
Kız çatlasın ölsün
Oğlan yanınıza yoldaş kalsın.
Çocuklar bu manilerle ev sahibine seslenirler:
-Hanım abla Abdal'ın bahşişini yağdan bulgurdan gönder...
Ev sahibi vereceği yağı bulguru geciktirirse:
Dam başında boyunduruk
Dura dura yorulduk
Verirseniz giderik
Vermezseniz dururuk
Ev sahibi hazırladığı bulguru veya yağı çocuklara verir. Çocuklar ev ev dolaşarak topladıkları yağ bulgurdan "Çiğdem Pilavını" pişirip lezzetlice yerler.
ÇİĞDEM PİLAVI - ÇİĞDEMLİ PİLAVI
Çiğdemli'ye has pişirilen geleneksel Çiğdemli mutfağını çeşitlendiren bir pilav çeşididir. Aynı kasabadan yıllar önce görüştüğüm 65 yaşlarındaki Hatice Nazlı bu pilavın yapılışını şöyle anlatmıştı:
"Toplanan çiğdemlerin yumru kısımları kabuğundan soyulur. Sarı çiçekleri ayrılır. Normal olarak kazanda pişirilen bulgur pilavı henüz pişmeden on dakika öncesinden çiğdem yumruları katılır ve karış tırılır.
Bir müddette böyle kaynatıldıktan sonra pişen bulgur pilavı tepsilere konur. Pilav tepsilerinin üzerine önceden ayrılan çiğdem çiçekleri serpilerek servis yapılır."
Çiğdem pilavının lezzeti; toplanan bulgurların ayrı ayrı evden, ayrı buğday türünden yapılmış olması, her evden ayrı türde inek, koyun, manda yağından katılarak pişirilmesinden ve bereketinden kaynaklanmaktadır. Biz her baharda kazanlar dolusu "Çiğdem Pilavı" pişiririz.
Hatice Nazlı sözlerini şöyle bitirmişti: “Duyan duymayana anlatsın hepinizi baharda "Çiğdem Pilavı" yemeye Çiğdemli'ye davet ediyoruz"
ÇİĞDEM SAKSIDA YETİŞMEZ
ÇİĞDEM SAKSIDA YETİŞMEZ
Aşık Veysel’in dediği gibi “Saksıda yetişmeyen bir çiçek vardır, o da Çiğdem’dir.”
Bozok Yaylası'nda bahar bir başka gelir yöreye.
Allı yeşilli çiçekler yanında "Sarı Çiğdem" de yürür yaylaya...
Ve baharı müjdeler.
Bu yıl da öyle oldu.
Sorgun’da bahar erken geldi, Çiğdemler çiçek açtı.
Karlar erimeye başladığında yerini sarı Sarı Çiğdemler alır.
Bu yıl da öyle oldu. Çiğdem her yerde açmaz. Ama alabildiğine verimli ve düz bir ovada kurulmuş Çiğdemli Kasabası topraklarında daha bir başka güzellikte açar çiğdem. Yörede "Çiğdem" deyince herkes "Çiğdemli" yi hatırlar. Nasıl ki çayın, fındığın vatanı Karadeniz, pamuğun ki Çukurova ise, Çiğdem'in ki de Çiğdemli'dir.
ÇİĞDEM GELDİ KAPIYA
Kasabada "Çiğdem Gezdirme" geleneği halen sürdürülmektedir. 6-12 yaş grubundaki çocuklar baharın gelişiyle birlikte ağaçtan yapılarak ucu sivriltilmiş "küsküç" denilen kazıcı deyneklerini alarak çiğdem kazmaya giderler.
İlk çiğdemi gören, eline yüzüne sürer ve sevinir. Elçim elçim çiğdem kazan çocuklar, analarının dokuduğu azık çantasına doldurarak dönerler. Büyük bir iğde dikeni veya çalı bularak, topladıkları çiğdemlerle donatırlar. Gruplar halinde birisi tencere, birisi heybe, çanta alarak çiğdem gezdirmeye başlarlar. Ev ev türküler ve çiğdem manileri söyleyerek dolaşırlar. Ev sahipleri çocuklara bulgur ve yemeklik yağ verirler. Çok verene, çocuklar çok duada, az verene az duada ve hiç vermeyene bedduada bulunurlar.
Bazen de bilmece sorarlar.
Eştim eştim kum çıktı
Kumdan minare çıktı
Bıldır ki yetim oğlan
Yine meydana çıktı
Bu bilmecenin cevabı; anlaşıldığı gibi "Çiğdem"dir. Ev sahibi doğru cevap verirse ondan bulgur ve yağ alınmaz, bağışlanır. Bilemezse iki katı alınır. Gezme esnasında çantayı boynuna takan çocuğa "Abdal" denir. Şu ezgili maniyi söyleyerek dolaşırlar:
Çiğdem çiğdem çiçecik
Ebem oğlu göçecik
Ala bulgur saçacık
Gapı gapı gezecik
Çiğdem geldi kapıya
Yağ gönderin yapıya
Yağ olmazsa bal olsun
Az verenin kızı olsun
Çok verenin oğlu olsun
Kız çatlasın ölsün
Oğlan yanınıza yoldaş kalsın.
Çocuklar bu manilerle ev sahibine seslenirler:
-Hanım abla Abdal'ın bahşişini yağdan bulgurdan gönder...
Ev sahibi vereceği yağı bulguru geciktirirse:
Dam başında boyunduruk
Dura dura yorulduk
Verirseniz giderik
Vermezseniz dururuk
Ev sahibi hazırladığı bulguru veya yağı çocuklara verir. Çocuklar ev ev dolaşarak topladıkları yağ bulgurdan "Çiğdem Pilavını" pişirip lezzetlice yerler.
ÇİĞDEM PİLAVI - ÇİĞDEMLİ PİLAVI
Çiğdemli'ye has pişirilen geleneksel Çiğdemli mutfağını çeşitlendiren bir pilav çeşididir. Aynı kasabadan yıllar önce görüştüğüm 65 yaşlarındaki Hatice Nazlı bu pilavın yapılışını şöyle anlatmıştı:
"Toplanan çiğdemlerin yumru kısımları kabuğundan soyulur. Sarı çiçekleri ayrılır. Normal olarak kazanda pişirilen bulgur pilavı henüz pişmeden on dakika öncesinden çiğdem yumruları katılır ve karış tırılır.
Bir müddette böyle kaynatıldıktan sonra pişen bulgur pilavı tepsilere konur. Pilav tepsilerinin üzerine önceden ayrılan çiğdem çiçekleri serpilerek servis yapılır."
Çiğdem pilavının lezzeti; toplanan bulgurların ayrı ayrı evden, ayrı buğday türünden yapılmış olması, her evden ayrı türde inek, koyun, manda yağından katılarak pişirilmesinden ve bereketinden kaynaklanmaktadır. Biz her baharda kazanlar dolusu "Çiğdem Pilavı" pişiririz.
Hatice Nazlı sözlerini şöyle bitirmişti: “Duyan duymayana anlatsın hepinizi baharda "Çiğdem Pilavı" yemeye Çiğdemli'ye davet ediyoruz"
Ekleme
Tarihi: 07 Mart 2023 - Salı
ÇİĞDEM SAKSIDA YETİŞMEZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.