Ortam
Yekta Güngör Özden
Günler birbiriyle yarışırcasına hızla geçiyor. İnsan ömrünün mutluluk ve sağlık duraklarıyla başarı görkemleri de geçici. Özellikle yaş ilerledikçe sorunlar birbirine ekleniyor. Ne var ki “sabır” denilen katlanma gücü ayakta tutuyor. En önemlisi de kimseye gereksinim duymamak, kimsenin elinde kalmamaktır. İnsan yükünün ağırlığı yakınlar çevresindeki etkisiyle bile anlaşılıyor. Muhtaç duruma düşmek giderilmesi çok güç bir yaşam karanlığıdır. Ne var ki günlük yaşamamızın gerekli ve yeterli aydınlık içinde olduğunu savunamayız. Başta siyasal ve ekonomik koşullar, çevre ülkelerdeki çatışmalar, anlaşmazlıklar ister istemez hepimizi etkileyen olumsuzluklardır. Toplumsal aydınlık ve erinç hepimizin en etkili, en yararlı gücüdür.
Birbirimize karşı anlayış ve yaklaşımın en büyük güncel engeli siyasal katlardaki karşıtlık ve ayrım, toplumsal barışı, yurttaşlar arasındaki ilişkiyi bozan terslikler ve sertliklerdir. Partizanlık en sakıncalı toplumsal hastalıktır. Yurttaşları birbirine karşı duruma getiren, ayrıştıran, sakıncalı tutum ve davranışlar karışımı eylemlerle karanlığa sürükleyen girişimler asla bağışlanamaz. Sözlerine, söylevlerine, eleştiri ve önerilerine dikkat etmeyen siyasetçiler, sözcüler ve yazarlar neden oldukları kötülüklerin ve yıkımların ayırdında değiller. Oy sağlayacaklarını sandıkları konuşmaları ve yazılarıyla bir tür yıkıcılık yapmaktadırlar. Oy, yandaşlık her şeyin temeli ve amacı değildir. İlkesi hiç değildir. Ülke ve ulus yararı gözardı edilip ötelenirse hiçbir eylemin değeri kalmaz. Siyaset parti için, kendileri için değil, ülke ve ulus için amaçlanır, yapılır. Rozet yarışması değil, ilke açılımıdır. Bu anlayış benimsenmedikçe karanlık sürer, hattâ artar, yoğunlaşır.